Yeni öneriye göre, hükümet harcamaları, Sayıştay ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan bir komisyon tarafından denetlenecek. Denetim raporları, muhalefet milletvekillerinden oluşan bağımsız bir komisyonda değerlendirilecek. Hükümet, bu sürece yalnızca bir temsilciyle katılacak ve temsilci ile bakanlık görevlilerinin oy hakkı olmayacak. Raporlar mecliste okunacak ve suç unsuru içeren durumlar bağımsız yargıya gönderilecek. Bu süreç, hükümet harcamalarının şeffaflığını artırmayı, kamuoyu denetimini güçlendirmeyi ve demokratik hesap verebilirliği sağlamak amacıyla önerilmiştir.
Hükümet harcamalarının şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde denetlenmesi amacıyla önemli bir yapı değişikliği önerisi gündeme geldi. Öneri, Türkiye’de hükümet harcamalarının, bağımsız denetim organları ve sivil toplum kuruluşları tarafından denetlenmesini ve denetim raporlarının ardından daha geniş bir inceleme sürecine tabi tutulmasını öngörüyor. Yeni öneriyle birlikte, harcamaların nasıl yapıldığının kamuoyuna daha açık bir şekilde sunulması ve mali şeffaflığın artırılması hedefleniyor.
Önerilen yeni model, hükümet harcamalarının denetlenmesini üç temel aşamaya ayırıyor. İlk aşamada, Sayıştay ve sivil toplum kuruluşlarından (STK) oluşan bir komisyonun, hükümet harcamalarını denetlemesi sağlanacak. Sayıştay, devletin mali işlemlerini denetleyen bağımsız bir kurum olarak, bu süreçte harcamaların yasalara ve düzenlemelere uygunluğunu kontrol ederken; STK’lar, daha geniş bir toplumsal bakış açısıyla harcamaların toplumun ihtiyaçlarına uygunluğunu denetleyecek.
Bu aşamanın ardından, raporlar Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulacak. Ancak, raporları inceleyecek olan komisyon, hükümet üyelerinden değil, muhalefet milletvekillerinden oluşacak. Böylece, hükümetin harcamalarını denetleyen komisyon tamamen bağımsız olacak ve siyasi çıkar çatışmalarından uzak kalacak.
Hükümetin denetim sürecine katılımı, yalnızca bir temsilci aracılığıyla olacak. Bu temsilci, hangi bakanlığı ilgilendiriyorsa, o bakanlıktan bir görevliden seçilecek. Ancak, hükümet temsilcisi ve ilgili bakanlık görevlilerinin bu komisyon üzerinde oy hakkı bulunmayacak. Yalnızca raporlama sürecine dair bilgi ve açıklama yapabilme hakları olacak. Bu durum, hükümetin denetim sürecindeki etkinliğini kaybetmeden, denetim organlarının bağımsızlığını korumasını sağlayacak.
Hükümet harcamalarına dair raporlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tüm kamuoyuna açık şekilde okunacak. Böylece, halk da harcamaların nasıl yapıldığı konusunda bilgi sahibi olacak. Raporların mecliste okunmasının ardından, bu raporlar üzerinde değerlendirme ve tartışmalar yapılacak. Eğer denetim raporlarında herhangi bir suç unsuru tespit edilirse, ilgili dosya derhal bağımsız yargı organlarına gönderilecek. Böylece, suçlanan kişiler hakkında yasal işlemler başlatılacak ve suçluların yargı önünde hesap vermesi sağlanacak.
Bu önerilen mekanizma, sadece hükümet harcamalarının şeffaflığını artırmakla kalmayacak, aynı zamanda kamunun aktif denetimine olanak tanıyacak. Mecliste yapılan tartışmalar ve raporların kamuoyuna açıklanması sayesinde, halkın denetim sürecine katılması teşvik edilecek. Ayrıca, sivil toplum örgütlerinin ve bağımsız uzmanların da bu denetim süreçlerine dahil olması, sürecin daha adil ve tarafsız olmasını sağlayacak.
Denetim sürecinde, suç unsuru içeren herhangi bir durum tespit edilmesi halinde, bu konuda bağımsız bir yargı süreci başlatılacak. Yargı organlarının sürece dahil edilmesi, sürecin adil ve tarafsız bir şekilde yürütülmesini sağlayacak. Önerilen modelde, sadece suçluların cezalandırılması değil, aynı zamanda toplum yararına uygun çözümler sunulması da amaçlanıyor. Böylece, hükümetin harcamalarına dair denetim süreci, sadece cezai değil, aynı zamanda yapısal reformlara da katkı sağlayabilecek.
Sonuç olarak bu yeni denetim önerisi, kamu harcamalarının daha şeffaf bir şekilde yönetilmesi, denetim süreçlerinin güçlendirilmesi ve mali şeffaflık sağlanması adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Sivil toplum kuruluşları, bağımsız denetim organları ve muhalefet milletvekillerinin katılımıyla oluşturulan bu yeni sistem, halkın güvenini kazanmaya yönelik önemli bir yapı oluşturacak.
Denetim sürecinin daha şeffaf hale gelmesi, hükümetin hesap verebilirliğini artırırken, aynı zamanda mali kaynakların verimli kullanılmasını sağlayacak. Bu öneri, yalnızca hükümet harcamalarının denetlenmesiyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda halkın ve sivil toplumun da sürece dahil olmasını sağlayarak demokratik denetimi güçlendirecek.