Kanun yararına bozma, Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) düzenlenmiş olup, kesinleşmiş mahkeme kararlarının hukuka aykırılığı tespit edildiğinde yargılamanın yenilenmesi amacıyla başvurulan önemli bir hukuki yoldur. Bu yazıda, kanun yararına bozmanın hangi hallerde ve aşamalarda uygulandığı ile Yargıtay aşamasında nasıl işlediği ele alınacaktır.
Kanun yararına bozma, hukuka aykırı olduğu tespit edilen kesinleşmiş mahkeme kararlarının düzeltilmesi amacıyla kullanılır. Bu yol, adil yargılama hakkının korunması ve yargı hatalarının düzeltilmesi açısından büyük önem taşır. Kanun yararına bozma, şu hallerde uygulanır:
Hukuka Aykırılık: Kesinleşmiş bir mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunun tespit edilmesi.
Adil Yargılama Hakkının İhlali: Mahkeme kararının adil yargılama hakkını ihlal etmesi.
Yerel Mahkemelerin Bozma Kararına Uymaması: Yargıtay’ın bozma kararına rağmen yerel mahkemenin bu karara uymaması.
Kanun yararına bozma süreci belirli aşamalardan geçer:
Başvuru: Adalet Bakanı, yargı çevresindeki Cumhuriyet savcılarının veya kişilerin şikayetleri üzerine ya da re’sen, kesinleşmiş kararların hukuka aykırılığı tespit edilirse, kanun yararına bozma talebiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurabilir.
İnceleme: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Adalet Bakanlığından gelen bu talebi değerlendirir ve gerek görürse Yargıtay’ın ilgili ceza dairesine bildirir.
Yargıtay İncelemesi: Yargıtay’ın ilgili ceza dairesi, kanun yararına bozma istemini inceler. Eğer hukuka aykırılık tespit edilirse, ilgili ceza dairesi kararı bozar.
Karar ve Gerekçe: Bozma kararı, gerekçeli olarak yazılır ve ilgili mahkemeye gönderilir. Bu karar, ilgili mahkemeyi bağlayıcıdır ve mahkeme, Yargıtay’ın bozma kararına uygun olarak yeniden yargılama yapar.
Kanun yararına bozma ile ilgili düzenlemeler, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 309 ve 310. maddelerinde yer almaktadır:
CMK Madde 309 – Kanun Yararına Bozma:
Adalet Bakanı, yargı çevresindeki Cumhuriyet savcılarının veya kişilerin şikayetleri üzerine veya re’sen, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin ve ilk derece mahkemelerinin kesinleşmiş kararlarının hukuka aykırı olduğunu öğrendiği takdirde, kanun yararına bozulması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurabilir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Adalet Bakanının başvurusu üzerine kanun yararına bozma isteğini Yargıtay’ın ilgili ceza dairesine bildirir.
İlgili daire, kanun yararına bozma istemini inceler ve yerinde görürse, kararı bozar. Bu bozma kararı, ilgili daire tarafından gerekçeli olarak yazılır ve ilgili mahkemeye gönderilir.
Kanun yararına bozma, sadece hukuki denetim amacıyla yapılır ve taraflara yeni haklar vermez. Ancak, sanık lehine yapılan bozma kararı, sanığın infaz edilmekte olan cezasını etkileyebilir.
CMK Madde 310 – Kanun Yararına Bozma Kararının Sonuçları:
Kanun yararına bozma kararı, hükmün esasına etkili olmamak kaydıyla verilir.
Eğer bozma kararı sanığın lehine ise, bu karardan önce infaz edilmiş bulunan ceza sanığa iade edilmez. Ancak, bozma kararı sonucu sanığın infazı durdurulur ve infaz edilmemiş olan ceza infaz edilmez.
Kanun yararına bozma kararı, sanığın aleyhine ise, bu karar sanığın daha önce çekmiş olduğu ceza süresini etkilemez. Sanığın cezaevinde geçirdiği süreler, bozma kararından sonra verilecek olan cezadan mahsup edilir.
Yargıtay aşamasında kanun yararına bozma kararı verilip verilemeyeceği önemli bir konudur. Kanun yararına bozma, Yargıtay’da kesinleşmiş kararlar için de uygulanabilir. Yargıtay aşamasında karar henüz kesinleşmemişse, kanun yararına bozma talebi yapılamaz. Ancak, Yargıtay’ın hukuka aykırılığı tespit etmesi durumunda kendi bozma kararı vermesi mümkündür. Yargıtay’da kesinleşmiş kararlar için Adalet Bakanı, kanun yararına bozma talebiyle başvurabilir ve Yargıtay ilgili dairesi kararı bozarak yeniden yargılama yapılmasını sağlar.
Kanun yararına bozma, hukuka aykırı olduğu tespit edilen kesinleşmiş kararların düzeltilmesi amacıyla önemli bir yoldur. Bu yol, adil yargılama hakkının korunması ve yargı hatalarının düzeltilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. İlgili süreç ve kanuni düzenlemeler çerçevesinde, kanun yararına bozma talebiyle kesinleşmiş kararlar yeniden değerlendirilebilir ve hukuka uygun bir şekilde düzeltilmesi sağlanabilir.
Liberal TR Haber’i Destekle
Bağımsız gazeteciliği desteklemek için Patreon sayfamıza katılabilirsiniz:
TRT eski spikeri ve Uluslararası Basın Kartı sahibi Sırrı Er, yaptığı açıklamada KHK mağdurları ve cezaevlerinde tutulan hasta, yaşlı, kadın mahkûmların yaşadığı adaletsizliklere dikkat çekerek hükümete ve muhalefete çağrıda bulundu. “Adalet ertelenmemesi gereken bir borçtur” diyen Er, binlerce masum insanın özgürlük beklediğini vurguladı ve toplumsal vicdana seslendi. Melek İpek, Rabia...
Trabzon: Tarihin ve Siyasetin Kavşağında Bir Analiz Karadeniz’in hırçın dalgalarının kıyısında, yemyeşil dağların eteklerinde kurulu olan Trabzon, stratejik konumu ve binlerce yıllık tarihiyle sadece bir şehir değil, aynı zamanda farklı kültürlerin ve siyasi akımların kesişim noktası olmuştur 1. Bu rapor, Trabzon’un coğrafi yapısından başlayarak, kuruluşundan günümüze uzanan tarihi sürecini, Osmanlı...
Adalet Ne Zaman Gelir?Bir toplumu hukuksuzluklarla ve cezalarla korkutup sindirmekten daha vahimi toplumun adaletsizliğe alışması ve duyarsızlaşmasıdır.İnsani reflekslerini kaybetmiş veya evrilmiş mutant bir toplumu uyandırmak, sıfırdan bir düzen kurmaktan daha zordur.Beyin ölümü gerçekleşmiş bir topluma tekrar hissiyat kazandırmak büyük bir marifet ister. Ehliyet gereklidir.Bu duruma her ne kadar siyaset neden...
2024 yılında Türkiye’de adalet sisteminin etkinliğini artırmak amacıyla çıkarılan 9. Yargı Paketi, hukuki reform sürecinin önemli bir adımı olarak değerlendirilmektedir. Bu paket, adaletin daha hızlı ve adil bir şekilde tecelli etmesi için bir dizi yeniliği ve düzenlemeyi içermektedir. Reformun ana hedefleri arasında yargı süreçlerinin hızlandırılması, insan haklarının korunması, yargı bağımsızlığının...
Toplumda Değerlerin Çöküşü ve Adalet Arayışı Günümüzde toplumun çeşitli kesimlerinde adaletsizlik ve değer kaybı üzerine duyulan endişeler giderek artıyor. Bu durum, “Katır mühürdar oldu eşek defterdar” gibi atasözleri ve halk arasında yayılan mısralarla dile getiriliyor. İnsanlar, doğru söyleyenlerin yalanlandığı, yalancıların doğrulandığı, emin kimselerin hain, hainlerin ise emin sayıldığı bir ortamda...
46 yıl önce, 1978’de Maraş’ta yaşanan katliam, Sünni ve Alevi nüfus arasındaki gerilimin zirveye ulaşmasıyla başladı. 19 Aralık’ta başlayan saldırılarda, Alevi vatandaşlar hedef alınarak evler, işyerleri ve ibadet yerleri tahrip edildi. 111 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce insan yaralandı ve binlerce insan evsiz kaldı. Katliam, siyasi, dini ve mezhebi çatışmaların birleşimiyle...