ULUSAL TEHDİT (UTTS) : İsrail Üretimi Taşıt Tanıma Sistemi ve Çipli Gelecek!

İsrail menşeili taşıt tanıma sisteminin Kanada üzerinden ithal edilerek Türkiye’deki 40 milyon araca entegre edileceği açıklandı. Çiplerin fiyatı başlangıçta 1800 TL iken, 2025’te 2900 TL’ye çıkacak. Bu proje toplamda 120 milyar lira maliyete yol açacak. Hazine, Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi’nin tamamen Türk mühendisleri tarafından geliştirildiğini belirtse de, vatandaşların verilerinin güvenliği ve teknolojinin uluslararası işbirlikleri ile nasıl yönetileceği konusunda endişeler devam ediyor.

Son zamanlarda, teknoloji ve güvenlik önlemlerinin sınırlarını zorlayan bir gelişme gündemi meşgul ediyor. İsrail’de üretilen taşıt tanıma sistemi, Kanada üzerinden ithal edilerek Türkiye’deki 40 milyon araca entegre edilmek üzere planlanıyor. Bu, sadece teknoloji transferi değil, aynı zamanda büyük bir endişe kaynağı haline gelmiş durumda.

İlk başta 3 dolara üretilen çiplerin fiyatının, adeta bir enflasyon spirali gibi, 1800 TL’den 2100 TL’ye, ardından 2025 yılında %38’lik bir zamla 2900 TL’ye çıkması, her geçen gün bu işin ne kadar büyük bir ekonomik yük haline geldiğini gözler önüne seriyor. Bu sistemin tüm ülkeye uygulanacak olması, toplamda 120 milyar lira gibi korkutucu bir meblağa tekabül ediyor. Bu devasa rakam, halkın cebinden çıkacak parayı bir kenara bırakırsak, bu teknolojinin arkasındaki niyetin ne kadar derin olabileceğini de düşündürtmeli.

Ancak asıl endişe verici olan şey, bu taşıt tanıma sisteminin arabalara eklenen bir düzenekle, insanların yaşamına ve güvenliğine dair daha büyük müdahaleler gerçekleştirilmesi. Lübnan’daki İsrail markalı telsizlerin patlatılması, bu tür sistemlerin nasıl bir tehdit oluşturabileceğini gösteren bir örnek. Bu durum, sıradan bir vatandaş olarak bizi “Çipli dünya”ya doğru iten bir adım mı olacak sorusunu sorduruyor.

Gerçekten de, başlangıçta masum görünen bu tür teknolojik hamleler, zamanla çok daha büyük bir gözetim ve kontrol altyapısının parçası olabilir. Araçlarımızın içine eklenen her düzenek, bedensel özgürlüğümüze yönelik bir başka kısıtlama olabilir. Öyle görünüyor ki, bu işin sonu bedenimize takılacak bir çipe kadar gidebilir. Teknoloji, her geçen gün bizi daha yakın bir şekilde izlemek için araçlarını geliştiriyor, ancak buna karşı ne gibi önlemler alıyoruz?

Bu gelişmeler sadece bir ticaret stratejisinin ötesinde, devletlerarası güç mücadelesinin ve teknolojik kontrolün bir parçası haline geliyor. 120 milyar lira gibi bir meblağ, halkın cebinden çıkacakken, bu sistemin sağladığı faydalar halkın menfaatine mi, yoksa sadece büyük teknoloji şirketlerine ve devlete mi hizmet edecek? Bu sorular cevapsız kalmamalı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın “Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi”nin tamamen Türk mühendislerince geliştirildiğini açıklaması ne kadar güven verici olsa da, bu tür sistemlerin uluslararası şirketlerle işbirliği yaparak vatandaşların özel verilerini nasıl yöneteceği hala büyük bir belirsizlik taşıyor. Ayrıca, Lübnan’da İsrail markalı telsizlerin patlatılması örneği, bu tür teknolojilerin güvenliği konusunda ciddi soru işaretleri oluşturuyor.