- TBMM Eski Başkanı Bülent Arınç, Komisyon toplantısında çözüm süreci ve toplumsal mutabakat mesajları verdi.
- Arınç, “Deniz bitti, geminin karaya vurduğu noktadayız” diyerek geçmişteki inkâr ve asimilasyon politikalarına dair muhasebesini paylaştı.
- Genel af, umut hakkı ve AİHM/AYM kararlarının uygulanması gerektiğini vurgulayan Arınç, toplumsal barış için adil ve özgürlükçü bir yaklaşım çağrısı yaptı.
TBMM Eski Başkanı Bülent Arınç, Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 7. toplantısında yakın dönem deneyimlerini ve çözüm süreci tecrübelerini paylaştı. Arınç, Kürt siyaseti, toplumsal mutabakat, hukuk ve demokrasi vurgularıyla dikkat çekti. Genel af, umut hakkı ve AİHM/AYM kararlarının uygulanması gerektiğini de açıkladı.
Bülent Arınç konuşmasına, Komisyon’un kurulmasındaki isabeti ve geçmişte benzer bir yapının olmamasını değerlendirerek başladı:
“Başbakan Yardımcısı iken 2009-2015 yılları arasında olumsuz sonuçlanan çözüm sürecinde görev almış bir arkadaşınızım. O zaman Meclis’te bir komisyon marifetiyle bu süreçlerin sürdürülmesini önermiştim. Bugün İYİ Parti dışında tüm siyasi partilerin temsil edilmesini takdirle izliyorum.”
Arınç, Komisyon’un adının farklı olmasını da olumlu buldu ve sürecin olumlu şekilde sonuçlandırılması gerektiğini vurguladı.
Arınç, Kürt siyasetiyle geçmişten gelen bağlarını ve günümüzdeki durumu şöyle özetledi:
“Hep Kürtlerle birlikte siyaset yaptım. Ama bugün Kürt siyaseti yapanlar diyor ki: ‘Bırakın kardeşliği kardeşim, önce siz bizi eşit vatandaş olarak kabul edin.’ Milletvekili seçiyoruz, içeri atıyorsunuz; belediye başkanı seçiyoruz, kayyum atıyorsunuz; nerede siyaset yapacağız?”
Burada kuru hamasetle çözüm olmayacağını belirten Arınç, eşit vatandaşlık ve gerçek diyalog çağrısında bulundu.
Arınç, geçmişteki ret, inkâr ve asimilasyon politikalarının bir “büyük ayıp” olduğunu vurguladı:
“Geldiğimiz nokta denizin bittiği, geminin karaya vurduğu bir noktadır. Elimizdeki fırsatı çok iyi değerlendirmeliyiz.”
Bu sözlerle Arınç, sürecin artık somut adımlar ve yeni yöntemlerle ilerlemesi gerektiğini ifade etti.
Arınç, geçmişteki söylemlerden uzaklaşılması gerektiğini vurgularken, DEM Parti’nin sürece katkısını da takdir etti:
“Buradaki DEM hedeftedir, ama hepimizden daha gayretli, daha iyi niyetli ve daha olumlu bir rol üstlendiler. Bunu takdir ediyorum.”
1994’te DEP milletvekillerinin cezaevine gönderilmesini hatırlatan Arınç:
“Bu milletvekilleri on yıl cezaevinde kaldıktan sonra çıktılar ve çoğu muamele gördü. Kendilerini bir akşam yemeğine davet ettim. Selim Sadak Bey şu anda Almanya’da zor durumda, ona şifalar diliyorum.”
Bu açıklama, geçmiş adaletsizliklerin hatırlanması ve çözüm sürecinde ders alınması çağrısı olarak değerlendirildi.
Arınç, 6551 sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun’un hâlâ geçerli olduğunu hatırlattı. Ayrıca, sürecin başlangıcındaki şok etkisi ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin katkısına değindi:
“Sayın Bahçeli’nin konuşmasıyla başlayan süreç şok edici ve dikkat çekiciydi. Bu sayede herkes kendine geldi ve süreç düzgün ilerlemeye başladı.”
Arınç, PKK tarafına ve süreç yöneticilerine şunları tavsiye etti:
“Silahların yakılması sembolik. Konuştukları hiçbir söz sinir uçlarımıza dokunmamalı, sükûnete ihtiyacımız var. Tarihi tersine çeviremeyiz, ama yeni metot ve heyecanlarla süreci sonlandırabiliriz.”
Toplumsal destek konusunda ise Arınç:
“Toplumun %90’ı gözyaşının bitmesini istiyor. %10’u belki öfke duyabilir ama genel destek mevcut.” dedi.
Arınç, demokrasi ve hukukun önemine vurgu yaptı:
“Cumhuriyet, demokrasiyle taçlanmalıdır. Yeni, çağdaş ve özgürlükçü bir anayasaya her zaman ihtiyacımız var. Ancak bu Komisyon’un görevi yeni anayasa hazırlamak değil.”
Ayrıca, geçmişteki anayasa krizleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimi engellerine değinerek, hukukun uygulanmasının önemini vurguladı.
Arınç’ın son mesajları şunlardı:
Arınç, geçmişin yüklerinden kurtulmanın ve toplumda güveni yeniden tesis etmenin önemini vurguladı.
Bülent Arınç’ın konuşması, toplumsal barış, demokrasi ve hukuk devleti tartışmalarında önemli bir referans niteliğinde. Hem geçmiş deneyimlerden ders almayı hem de yeni adımlar atmayı öneriyor.
Bağımsız gazeteciliği desteklemek için Patreon sayfamıza katılabilirsiniz:
Patreon’da Destek Ol