Anayasa Mahkemesi, 5 Eylül 2024 tarihli kararında, basın özgürlüğünü ihlal eden bir durumu değerlendirerek, düzeltme ve cevap hakkı kapsamında yayımlanan metnin orantısız olduğuna karar verdi. Başvurucu Aydın Gelleci, bir köşe yazısına karşı belediye başkanının talebiyle yayımlanan düzeltme ve cevap metninin, yazının içeriğiyle ilgisiz ve aşırı uzun olduğunu belirterek, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini savundu. Mahkeme, başvurunun haklı olduğunu kabul ederek, basın özgürlüğünün korunması gerektiğine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi, 5 Eylül 2024 tarihinde verdiği kararda, düzeltme ve cevap hakkı kapsamında yayımlanan metnin, köşe yazısıyla ilgisiz ve orantısız olduğu gerekçesiyle ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Başvurucu Aydın Gelleci, yazı işleri müdürü olduğu gazetede yayımlanan köşe yazısına karşı belediye başkanının düzeltme talebini kabul etmemişti. Belediye başkanının bu talebi sonrası, sulh ceza hakimlikleri düzeltme metninin yayımlanmasını zorunlu kıldı.
Mahkeme, başvurucunun ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünü ihlal eden bu müdahaleyi, anayasanın güvence altına aldığı haklara aykırı bularak, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve gazetecilik mesleğinin korunması adına kritik bir karar verdi.
Karar Ne Anlama Geliyor? Anayasa Mahkemesi’nin kararı, basın özgürlüğü ile düzeltme hakkı arasındaki dengeyi yeniden tartışmaya açtı. Mahkeme, yayınların içerik ve uzunluk açısından orantılı olması gerektiğine vurgu yaptı. Ayrıca, basına yapılacak müdahalelerin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olması gerektiği belirtildi.
Basın Özgürlüğü Ne Kadar Önemli? Bu karar, basın ve ifade özgürlüğünün, toplumu bilgilendirme ve demokratik sürecin işlemesi açısından temel bir hak olduğunun altını çizmektedir. Anayasa Mahkemesi, bu hakları koruyarak, gazetecilerin ve basının bağımsızlığını güvence altına almayı sürdürmektedir.
Anayasa Mahkemesi’nin kararına ve detaylara Anayasa Mahkemesi’nin resmi web sitesinden ulaşabilirsiniz.
👉🏻 Basın Duyurusu : t.co/EZAs2PPE3c
👉🏻 Karar : t.co/vBsefovFBg
Kaynak: Anayasa Mahkemesi Basın Bürosu