Hükümetin otoyol, köprü ve şehir hastaneleri gibi büyük altyapı projelerinde uyguladığı yap-işlet-devret modeli kapsamında, bu yıl garanti ödemeleri için 164 milyar TL ödeme yapacak.
Bu projeler, kamu özel işbirliği (KÖİ) çerçevesinde inşa edilmekte ve belirli bir süre işletme hakkı özel sektöre verilerek finanse edilmektedir. Ancak, bu modelin bir parçası olarak hükümet, belirli bir gelir garantisi sunmaktadır. Bu garantiler, projelerin finansal sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla verilirken, belirli trafik veya hasta sayısının altında kalınması durumunda devlet bütçesinden ödeme yapılmasını zorunlu kılmaktadır.
Tasarruf Ödeme Garantisi İçermiyor
Özellikle son yıllarda ekonomik dalgalanmalar ve bütçe açıkları nedeniyle, garanti ödemelerinin yükü daha belirgin hale gelmiştir. Bu ödemeler, devlet bütçesi üzerindeki baskıyı artırmakta ve diğer kamu harcamalarına ayrılabilecek kaynakları azaltmaktadır. Ekonomistler, bu tür projelerde tasarruf mekanizmalarının devreye sokulmasının önemine dikkat çekerken, mevcut sistemde tasarruf sağlayacak bir ödeme garantisinin bulunmadığını vurgulamaktadır.
Kamu-Özel İşbirliği ve Bütçe Yükü
Yap-işlet-devret modeli, Türkiye’de son yıllarda büyük altyapı projelerinin hayata geçirilmesinde sıkça kullanılan bir yöntem haline gelmiştir. Bu model sayesinde devlet, başlangıçta büyük sermaye gerektiren projeleri özel sektörün finansman gücüyle gerçekleştirebilmekte, böylece altyapı eksikliklerini hızla giderme imkanı bulmaktadır. Ancak, bu yöntemin uzun vadeli mali yükleri göz ardı edilememektedir.
Garanti ödemeleri, hükümetin bütçe dengelerini koruma çabalarını zorlaştırırken, kamu maliyesi üzerinde kalıcı bir yük oluşturma riski taşımaktadır. Bu durum, gelecek yıllarda daha fazla bütçe disiplini ve mali planlama gerektirebilir.
Türkiye’de otoyol, köprü ve şehir hastaneleri gibi projeler için verilen garanti ödemelerinin bu yıl 164 milyar TL’yi bulması, kamu maliyesi üzerindeki etkileri ve tasarruf mekanizmalarının eksikliği gibi konuları yeniden gündeme getirmiştir. Yap-işlet-devret modeli, altyapı yatırımlarının hızlandırılmasında etkili bir yöntem olsa da, uzun vadeli mali sürdürülebilirlik ve bütçe dengeleri açısından dikkatle ele alınması gereken bir konudur.