Türkiye’de tarım arazilerinin yapılaşma ve sanayi alanlarına dönüştürülmesi, tarımsal üretimi olumsuz etkileyerek gıda enflasyonunu tetikliyor. Tarım arazilerinin ürün bazlı teşvik sistemleriyle değerlendirilmesi ve imar amaçlı kullanılmasının engellenmesi, gıda güvenliği açısından kritik önem taşıyor.
Ekonomistler, tarımsal ürünlere yönelik teşviklerin yalnızca verilmesi değil, aynı zamanda bu teşviklerin etkili bir şekilde denetlenmesi gerektiğini belirtiyor. Örneğin, yalnızca domates üretiminde bile 13 farklı alanda döviz girdisi sağlanırken, tarım sektörü dolarizasyondan arındırılmadan kalıcı bir gelişmenin mümkün olamayacağı ifade ediliyor.
Özellikle kavun, karpuz ve domates gibi ürünlerin tarlada neredeyse bedava iken market raflarında ateş pahasına satılması, lojistik sorunlarına ve Hal Yasası’nın eksikliğine bağlanıyor. Bu durumun çözülmemesi halinde, gıda enflasyonunun sürdürülebilir bir şekilde düşürülmesinin zor olduğu vurgulanıyor.
Uzmanlar, tarım arazilerinin korunarak, yalnızca ürün bazlı üretimin teşvik edilmesi ve lojistik süreçlerin iyileştirilmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, Hal Yasası’nın bir an önce çıkarılarak gıda tedarik zincirinin daha etkin bir şekilde yönetilmesi gerektiği konusunda hemfikirler.