📌 Liberal Parti, Leman Dergisi önünde yaşanan gerilimlere tepki gösterdi:
“1993’te Madımak’ta aydınları yakan zihniyet, bugün kalem ve mizahı hedef alıyor. Devlet hukuku değil, linç kalabalığını koruyor.”
Leman Dergisi’ne yönelik tehditler ve çizerinin hedef gösterilmesi üzerine Liberal Parti’den dikkat çeken bir basın açıklaması geldi. Parti, yaşananların 2 Temmuz 1993’te Sivas Madımak Oteli’nde yaşanan katliamla benzerlik taşıdığına vurgu yaparak, “Linç kültürü biçim değiştirdi, zihniyet aynı kaldı” ifadeleriyle hükümeti ve yargı organlarını sert biçimde eleştirdi.
Açıklamada, ifade özgürlüğüne yönelik artan baskılara karşı toplumsal hafızanın canlı tutulması çağrısı yapılırken, “Bu ülke bir daha Madımak yaşamasın diyorsak, bugün Leman’ın yanında durmak ahlaki bir zorunluluktur” denildi.
Türkiye bir kez daha karanlık bir sınavdan geçiyor.
2 Temmuz 1993’te Sivas Madımak Oteli önünde yaşananlar, hâlâ toplumsal hafızamızda bir yangın gibi yanarken; 2025 Haziran’ında, bu kez aynı zihniyet Leman Dergisi’nin önünde yeniden sahneye çıkmıştır.
İnanç bahanesiyle, kutsal öfke kılıfıyla, “din elden gidiyor” çığlıkları eşliğinde; bir kez daha fikirler hedef gösterilmiş, insanlar tehdit edilmiş, mizah linç edilmiştir.
Yine “Ya biz öleceğiz ya onlar” denmiş, yine “Şeriat isteriz” sloganları atılmış, yine “Kemalist köpeklere ölüm” naraları yükselmiştir.
Bu ülke, tarihinin en acı katliamlarından biri olan Madımak’ta aydınlarını diri diri yakarken de aynı cümleleri duymuştur.
Bugün, Leman Dergisi’nin önünde aynı bağırışlar, aynı kin, aynı cezasızlık hüküm sürmektedir.
Ama fark şu:
Devlet artık doğrudan yakmıyor; daha sinsice, daha organize bir şekilde yakıyor.
O gün Madımak Oteli’ne seyirci kalan devlet, bugün mizahçıyı, çizeri, yazarı gözaltına alarak; hayatını cezaevinde ya da mahkeme salonlarında çürütmeye çalışıyor.
Linç kültürü biçim değiştirdi; ama zihniyet aynı kaldı.
Bugün Leman Dergisi’nde yayınlanan bir karikatür, Gazze’de yaşamını yitiren iki sivilin “Musa” ve “Muhammed” adını taşıması dışında hiçbir kutsala saldırı içermemektedir.
Ancak bu çizim, özellikle siyasi iktidarın güdümündeki çevrelerce bilinçli biçimde çarpıtılmış, kamuoyuna bir nefret objesi olarak sunulmuştur.
Devlet yetkilileri karikatürü açıklamak yerine çizeri teşhir etmiş, kolluk kuvvetleri fikir yerine kalabalığı korumuş, yargı ise hukuku değil, “toplum hassasiyetini” dikkate almıştır.
Hatırlatmak isteriz:
Hukuk, bir toplumun anlık öfkesiyle değil, evrensel ilkeleriyle yürür.
Toplumun bir kesiminin hassasiyeti, diğer kesimin ifade özgürlüğünü yok saymanın gerekçesi olamaz.
Madımak’ta yakılan Metin Altıok’un tek suçu şair olmaktı.
Bugün Doğan Pehlevan’ın tek suçu bir karikatür çizmek.
Hasret Gültekin bağlamasıyla hedef gösterilmişti.
Bugün Leman çizeri mizahıyla hedef gösteriliyor.
Bu ülke kendini tekrar ediyor. Çünkü linç kültürüyle yüzleşmedi.
Çünkü yakanlar ceza almadı, izleyenler terfi etti.
Çünkü nefretin siyasi malzeme yapılmasına ses çıkarmayanlar, bugün aynı susturulmuşluğun mağduru.
Liberal Parti olarak açık ve net şekilde ifade ediyoruz:
Eğer Türkiye bir hukuk devleti olacaksa, bunu ancak ifade özgürlüğünü savunarak başarabilir.
Mizah, karikatür, sanat; yargılanmak değil, yaşatılmak zorundadır.
İnançlara saygı, ancak düşünceye de alan açıldığında anlamlıdır.
Devletin görevi, linç kalabalığını yatıştırmak değil; hukuku uygulamaktır.
Sözümüz nettir:
Bugün Leman Dergisi’ne saldıran zihniyetle yüzleşmeyen bir toplum, yarın kendi çocuklarının fikirlerinden korkar hale gelir.
Bugün karikatürü savunamayan, yarın kendi düşüncesini savunamaz.
Eğer bu ülke bir daha Madımak yaşamasın diyorsa; bugün Leman’ın yanında durmak, bir tercihten değil, ahlaki bir zorunluluktan doğar.
Çünkü sustukça değil, konuştukça özgürleşiriz!
Çünkü korktukça değil, direndikçe hukuk üstün gelir!
Liberal Parti
02.05.2025
Kaynak: Liberal Parti | @liberalpartiorg
Bağımsız gazeteciliği desteklemek için Patreon sayfamıza katılabilirsiniz:
Patreon’da Destek Ol