Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Türkiye’yi acil gündem maddesi olarak ele aldı. Strasbourg’da bugün gerçekleştirilecek özel oturumda, Türkiye’ye yönelik ciddi eleştiriler ve çağrılar içeren bir rapor oylanacak. Kabul edilmesi halinde bu belge, AKPM’nin Türkiye’ye yönelik resmi çağrısı niteliği taşıyacak.
Avusturyalı parlamenter Stefan Schennach ve İngiliz temsilci David Blencathra tarafından hazırlanan taslak raporda, Türkiye’deki gelişmeler için “siyasi amaçlı baskılar, muhalefeti sindirme ve demokratik değerlerden uzaklaşma” ifadeleri yer aldı. Belge, özellikle ifade ve toplanma özgürlüklerinin ihlali, protestoculara yönelik sert müdahaleler ve gazetecilere uygulanan sansür uygulamalarıyla ilgili sert eleştiriler barındırıyor.
Raporda en dikkat çeken çağrılar arasında Ekrem İmamoğlu’nun derhal serbest bırakılması ve hakkında verilen üniversite diploması iptali kararının kaldırılması yer aldı. AKPM, tüm protestocuların asılsız suçlamalarla gözaltına alınmasının hukuk dışı olduğunu belirterek, orantısız güç kullanan kolluk kuvvetlerinin de uluslararası insan hakları normlarına aykırı davrandığına vurgu yaptı.
Taslak belgede, gazetecilerin protestoları ve kamu yararına konuları özgürce haberleştirebilmesi gerektiği belirtilerek, medyaya yönelik baskı ve yaptırımların kaldırılması istendi. Sosyal medya ve internete getirilen erişim kısıtlamalarının da son bulması gerektiği çağrısında bulunuldu.
AKPM’de Türkiye’yi temsil eden heyette bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) mensubu bazı üyeler, taslak belgede değişikliğe gidilmesi için 12 ayrı önerge sundu. Ancak bu önerilerin raporun genel yönünü değiştirmesi beklenmiyor.
Türkiye, Avrupa Konseyi’nden gelen eleştirileri çifte standartlı ve ön yargılı olarak değerlendiriyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada “Hukuk devletinde yargı kararları sokakta değil, mahkemelerde tartışılır” diyerek yargıya müdahale eleştirilerini reddetmişti.
AKPM’nin denetim sürecinde olan Türkiye, 2017’den bu yana insan hakları, hukuk devleti ve demokrasi kriterlerini yerine getirmediği gerekçesiyle yakından izleniyor. 1996-2004 yılları arasında da aynı süreçte yer alan Türkiye, AB reformları sayesinde denetimden çıkmış ancak 15 Temmuz darbe girişimi sonrası uygulamalar nedeniyle tekrar bu sürece dahil edilmişti.
Raporda, Türkiye’nin Avrupa güvenliği ve Ukrayna’nın egemenliğini destekleme konusunda oynadığı kritik rol de hatırlatıldı. Ancak İmamoğlu’nun tutuklanması ve buna bağlı gelişmelerin, Türkiye-Avrupa ilişkilerinde derin çatlaklar oluşturabileceği yorumu yapılıyor. “AKPM, bu gelişmeler karşısında hayal kırıklığı içindedir” ifadesiyle rapor, Türkiye’nin demokratik normlardan uzaklaştığı yönünde güçlü bir kanaat ortaya koyuyor.