İslam dünyası için büyük bir anlam taşıyan Ramazan ayı, Kur’an-ı Kerim’in indirildiği mübarek zaman dilimi olarak bilinir. Müslümanlar için yol gösterici olan kutsal kitabımız, bu ayın önemini Bakara Suresi 185. Ayet ile açıkça vurgulamaktadır.
Bakara Suresi 185. Ayet şu şekilde buyuruyor:
“Ramazan ayı ki, insanlar için hidayet rehberi olan, doğru yolu gösteren ve hak ile batılı ayıran Kur’an, o ayda indirildi. Sizden kim bu aya ulaşırsa oruç tutsun. Hasta veya yolcu olanlar ise tutamadıkları günler kadar başka günlerde oruçlarını tamamlasın. Allah, sizin için zorluk değil kolaylık diler; belirlenen günleri tamamlamanızı ve size doğru yolu gösterdiği için O’nu yüceltmenizi ister ki, böylece şükredenlerden olasınız.”
Bu ayet, oruç ibadetinin farz kılınışını açıklarken, aynı zamanda rahmet ve kolaylık prensibini de ortaya koymaktadır. Hasta veya yolculuk halinde olanların orucu erteleyebileceği belirtilirken, Allah’ın kullarına zorluk değil, kolaylık dilediği ifade edilmektedir.
Ramazan ayı, yalnızca bir oruç ayı değil; aynı zamanda manevi arınma, sabır, şükür ve Kur’an ile hemhal olma dönemi olarak kabul edilir. Bu ayda yapılan ibadetler, Müslümanların Allah’a olan bağlılıklarını pekiştirirken, birlik ve beraberlik ruhunu da güçlendirir.
Bakara Suresi 185. Ayeti doğrultusunda, Ramazan ayının Müslümanlar için bir fırsat ve rahmet ayı olduğu unutulmamalıdır. Oruç ibadeti, sadece aç ve susuz kalmak değil, aynı zamanda nefsin terbiyesi ve ruhun arınması anlamına gelir.
Bu mübarek ayda Kur’an’ın rehberliğinde bir hayat sürmek, sabrı ve şükrü kuşanmak, her Müslümanın üzerinde durması gereken önemli bir konudur.