Birleşmiş Milletler (BM), 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak Akın Öztürk’ün tutukluluğunu haksız buldu ve derhal serbest bırakılmasını talep etti. BM, Öztürk’ün keyfi tutuklanarak adil bir yargılamadan geçirilmediğini belirtti. Bu gelişme, 15 Temmuz darbe girişiminin tam olarak aydınlatılmadığı ve gerçek suçluların hala ortaya çıkmadığı yönündeki tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Eleştirmenler, darbe girişiminin siyasi boyutunun araştırılmadığını ve bu konuda daha fazla şeffaflık gerektiğini vurguluyor.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi Keyfi Tutuklama Çalışma Grubu, 15 Temmuz darbe girişiminin “1 numarası” olduğu suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’ün derhal serbest bırakılmasını ve tazminat ödenmesini kararlaştırdı.
Çalışma Grubu, Öztürk’ün keyfi ve makul şüphe olmaksızın tutuklanıp adil yargılanmadığı gerekçesiyle bu kararı aldı. Ayrıca, bu ihlallerin sorumluları hakkında soruşturma açılması gerektiği vurgulandı.
Bu gelişme, 15 Temmuz darbe girişiminin aydınlatılması ve gerçek suçluların ortaya çıkarılması konusundaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Bazı kesimler, darbe girişiminin tüm yönleriyle aydınlatılmadan ülkede huzur ve adaletin sağlanamayacağını belirterek, bu konuda daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini ifade ediyor.
15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, yargılamaların adil bir şekilde gerçekleştirildiğini ve ceza muhakemesi usulüne harfiyen uyulduğunu belirtti. Aydın, “Benzer hadiselerde bizim tanıdığımız hakları tanımadığını, terör söz konusu olduğu zamanda bütün temel hakları, kısmen veya tamamen askıya aldıklarını görüyoruz.” dedi.
Ancak, bazı eleştirmenler, darbe girişiminin siyasi ayağının araştırılmadığını ve bu nedenle soruların yanıtsız kaldığını ifade ediyor. Evrensel gazetesinde yer alan bir haberde, “15 Temmuz darbe girişimi tarihimizin kara bir sayfasıdır.” denilerek, darbenin aydınlatılmasına yönelik adımların yetersiz olduğu vurgulandı.
Sonuç olarak, BM’nin Akın Öztürk kararı, 15 Temmuz darbe girişiminin tüm yönleriyle aydınlatılması ve adaletin sağlanması adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak, bu süreçte gerçek suçluların ortaya çıkarılması ve adaletin tam anlamıyla tecelli etmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği ifade ediliyor.