İsrail ve Suriye Arasında Gerginlik: Hava Saldırıları ve Golan Tepeleri Krizi

İsrail ordusu, Suriye’deki 250 hedefe hava saldırıları düzenleyerek önemli askeri altyapıyı tahrip etti. Saldırılarda onlarca helikopter ve uçak imha edilirken, İsrail Başbakanı Netanyahu, Golan Tepeleri’nin “sonsuz bir şekilde İsrail’in olacağı” yönünde açıklamalarda bulundu. Bu durum, uluslararası alanda tepki topladı. Hizbullah, İsrail’in Golan Tepeleri’nde tampon bölge oluşturma girişimini “küstahça bir ihlal” olarak nitelendirirken, İngiltere ise Golan Tepeleri’nin işgal altında olduğunu belirterek İsrail’in bu bölgeyi ilhakını tanımadığını ifade etti. Golan Tepeleri, stratejik önemi nedeniyle uzun süredir İsrail’in denetiminde bulunuyor.

İsrail ordusu, son günlerde Suriye’deki önemli askeri hedeflere yönelik geniş çaplı bir hava operasyonu düzenledi. 250’den fazla hedefi vurduğu belirtilen saldırılarda, Suriye’nin askeri altyapısına ağır hasar verildi. Suriye kaynaklarına göre saldırılarda birçok helikopter ve uçak imha edildi. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, operasyonların Suriye’nin askeri gücünü zayıflatmayı ve bölgedeki İsrail kontrolünü güçlendirmeyi hedeflediğini ifade etti.

Netanyahu, Golan Tepeleri hakkında yaptığı açıklamada, “Golan sonsuza dek İsrail’in olacak” diyerek bölgenin İsrail’e ait olduğunu vurguladı. Ancak bu açıklama, uluslararası toplumda tepkilere yol açtı. İngiltere, Golan Tepeleri’nin hâlâ işgal altında olduğunu belirterek İsrail’in ilhakını tanımadığını yineledi. Öte yandan, Hizbullah da İsrail’in tampon bölge oluşturma girişimini “küstahça bir ihlal” olarak nitelendirdi.

Golan Tepeleri, İsrail’in 1967’deki Altı Gün Savaşı’nda ele geçirdiği, stratejik öneme sahip bir bölge. İsrail’in burada gerçekleştirdiği yerleşim faaliyetleri ve askeri hazırlıkları, bölgeyi kontrol altında tutma çabalarının bir parçası olarak görülüyor. Coğrafi yapısı ve askeri avantajları nedeniyle Golan Tepeleri, İsrail’in güvenliği açısından kritik bir rol oynamaya devam ediyor.

Bu gelişmeler, Ortadoğu’da zaten gergin olan dengeleri daha da hassas bir hale getiriyor. Uluslararası toplum, taraflar arasında bir çözüm bulunması çağrısını sürdürmekte.