Suriye’deki muhalif milisler, Beşar Esad rejiminin gücünü sarsmak amacıyla büyük bir saldırı planı hazırladı ve yaklaşık altı ay önce bu planı Türkiye’ye iletti. Türkiye’nin dolaylı desteğiyle ilerletilen bu girişim, bölgedeki güç dengelerini değiştirmeyi hedefliyor. Ancak operasyon, Türkiye’nin sınır güvenliği politikaları, uluslararası aktörlerin etkisi ve artan gerilimler nedeniyle zorluklarla karşı karşıya. Muhalif gruplar, Suriye’nin kuzeyindeki çatışmaların şiddetlenmesiyle, uluslararası aktörlerin tutumlarını da etkilemeyi amaçlıyor. Ancak bu durum, hem insani kriz riskini hem de bölgesel çatışma ihtimalini artırıyor.
Suriye’deki iç savaşın 13. yılı geride kalırken, muhalif milisler, Esad rejiminin otoritesini sarsmak için önemli bir fırsat yakaladıklarına inanıyor. Yaklaşık altı ay önce Türkiye’ye iletilen bir saldırı planı, muhalif gruplar tarafından bölgesel dengeleri değiştirmek için bir strateji olarak görüldü. Türkiye’nin bu planlara dolaylı destek verdiği iddiaları, bölgedeki gerilimi artırdı.
Muhaliflerin planladığı operasyon, özellikle Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge oluşturma çabalarını, Türkiye ile ABD ve Rusya gibi büyük aktörlerin stratejik çıkarlarıyla doğrudan çatışmaya sokuyor. Türkiye, sınır güvenliğini artırma ve terör tehditlerini bertaraf etme gerekçesiyle hareket ederken, uluslararası güçlerin bu bölge üzerindeki etkileri, operasyonun başarısını belirsiz kılıyor.
Rusya ve İran gibi ülkeler, Suriye’deki rejim üzerindeki etkilerini sürdürürken, Türkiye’nin politik hamleleri bölgede yeni gerilimlere yol açabilir. Öte yandan, uluslararası toplulukların müdahaleleri ve muhalif grupların silahlanması, bölgede insani krizleri derinleştirme riski taşıyor.
Suriye’nin geleceği belirsizliğini korurken, uluslararası aktörlerin politikaları ve yerel grupların stratejileri bu sürecin şekillenmesinde kritik bir rol oynayacak. Daha detaylı bilgi için .
Kaynak: https://www.reuters.com/