Liberal Parti Genel Başkanı Zübeyir Gülabi, Türkiye’nin çevresindeki savaşlara dikkat çekerek İsrail’in Gazze, Lübnan ve Suriye’deki saldırılarını kınadı. Türkiye’nin geçmişteki fetih politikalarının ekonomik ve sosyal çöküşlere yol açtığını hatırlatarak, benzer hatalara düşülmemesi gerektiğini vurguladı. Kurumların yozlaştığını, yargı ve güvenlik sistemindeki skandalların bunun göstergesi olduğunu belirtti. Toplumsal barışın ancak KHK mağduriyetlerinin giderilmesi ve kayyım uygulamalarının sonlandırılmasıyla sağlanabileceğini ifade eden Gülabi, Liberal Parti’nin özgürlükçü ve cesur bir alternatif sunduğunu söyledi. Halkın demokrasiye dönüşü istemesi gerektiğini vurgulayarak, değişimin zamanının geldiğini belirtti.
Sevgili Türkiye
Ülkemiz ateş çemberi ile çevrilmiş durumda. İsrail’in UCM tarafından Savaş Suçlusu ilan edilen hükümeti Gazze, Lübnan ve Suriye’yi bombalamaya ve katliama devam ediyor. Suriye’deki iç savaş Türkiye’nin kuruluşunda önemli destek verdiği SMO ve HTŞ (Heyeti Tahrir-üş Şam) Halep’i ele geçirdiler, Hama’yı da almaya çalışıyorlar. İktidar yanlısı besleme basın ve iktidarın küçük ortakları fetih rüyaları görmeye başladılar.
En son Fetih rüyaları görüp Orta Asya’yı, Türkistan’ı, Kanal Seferi ile Mısır’ı fetih planları yapanların elinde Osmanlı Devleti çökmüş, Türkiye işgal edilerek Kurtuluş Savaşı yapmak zorunda kalmıştık. Aynı dönemde Sarıkamış Harekatı’nda on binlerce evladımız kışlık kıyafetleri olmadığı için donarak şehit olmuştu. Şimdi de halkımız Avrupa’nın en fakir halkı durumuna düşmüşken fetih rüyaları gören bedbahtların olduğunu görüyoruz.
Ayrıca, Suriye’deki sivil Kürtlerin göç etmek zorunda kalmasına engel olunmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti, bölgede istikrarın ve huzurun temsilcisi olmalıdır.
Kurumların nasıl bozulduğunu Suriye’den Türkiye’ye kaçakçılık (altın-telefon) yapan AFAD şoföründen, yine Suriye’den Türkiye’ye insan kaçakçılığı yapan tümgeneralden, Adana’da 230 el bombası ve mühimmat ve silahları satan polis memurundan, yine Adana’da uyuşturucu çetesi kurmuş savcı, yargı borsası kurmuş hakimlerden gördük.
Kurumlar bozulunca Küçük Narin’in cinayeti, Yenidoğan Çetesi’nin çocuk katliamları, Sinan Ateş cinayeti aydınlanamazken, hükümet siyasetçilerin ve vatandaşların 10 yıl önceki sözlerinden suç icad edip mahkum ederek kayyım atamaya bahane ediyor.
G. Kore’nin başı iki gün önce Cumhurbaşkanı’nın eşinin 2000$ lık hediye çanta yüzünden belaya girdi, Cumhurbaşkanı nerdeyse darbe yapıyordu. Bizde 50 bin $’lık çanta ve sıfırlanamayan 30 milyon €’lar yüzünden 15 Temmuz oldu, adam kazandı. Neyse ki orda Yenikapı diye bir ruh yoktu. Halk Cumhurbaşkanının darbesine karşı çıktı. Hiçbir parti Güney Kore’de bir Yenikapı ruhu oluşmasına izin vermedi. Bu da bize gösteriyorki, demokrasiye dönüş sadece ve sadece sizin yani Türk halkının istemesi ve desteği ile olacak. Ama deniz bitti artık… Değişimin zamanı geldi. Değişimin bu kadar uzamasının sebebi, halkın teveccühünü kazanacak muhalif bir partinin çıkmamasıdır.
Artık, özgürlükçü, cesur, rejimin aparatı olmayan Liberal Parti ve özgür ruhlu cesur insanları var.
Biz, namus şeref sözü vermeyeceğiz. Çünkü, anayasamız zaten bütün partilere Türkiye’yi daha özgür, daha demokratik ve ileri hukuk devleti, sosyal devlet ilkesi ile halkını aç ve çıplak bırakmamak için çalışma görevi vermektedir. Biz görevimizi yapacağız. Namus ve şerefleri üzerine yemin eden siyasi parti liderlerinin ne hale düştüğünü on yıldır, acı acı tecrübe ettik.
Cumhurbaşkanı’nın konuşma yaptığı bir salonda İsrail ile ticaretin durdurulmasını isteyen 9 gencimiz tutuklandı. Gemiciklerinin İsrail’le ticaret yapmasını engellemeye kıyamayanlar, gençlerimizin özgürlüğüne kıymakta bir an tereddüt etmiyorlar. Halbuki bu gençler Cumhurbaşkanı’nın şahsına bir eleştiri yöneltmediler. Ama İsrail ile ticaret politikasını eleştirdiler. Eğer “Etki Ajanlığı” yasası çıksaydı, muhtemelen casuslukla suçlanacaklardı. Tek başına bu bile bu etki ajanlığı yasasının neden çıkmaması gerektiğini anlamak için yeterlidir.
Avukat Dr. Dilek Ekmekçi suçsuz yere tutuklandığı yetmezmiş gibi akıl hastanesine kapatılarak susturulmak isteniyor. Dilek Ekmekçi açlık grevine başladı, umarız tez zamanda özgürlüğüne kavuşur. Yeni Asya Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleç ise bir başsağlığı mesajı yüzünden 1.5 aydır tutuklu. Ayrıca, Ankara’nın 78 yaşındaki Melek Annesi Melek İpek de tutuklandı. Bu iktidar organize kötülük haline gelmiştir.
Abdullah Öcalan’ın bile cezaevinden çıkması için çağrı yapan iktidar yandaşları, ve İYİce eriyen partilerin liderleri bunu onaylarken, KHK ile suçlanıp ceza alan siyasi tutukluların affına karşı çıkıyorlar. KHK ile işinden atılıp hapse konulan yüzbinlerce işinin uzmanı kurumların dışına atılınca kurumların çöktüğünü görmek istemiyorlar. Çünkü bundan faydalandılar.
Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Bahçeli, İç Cephe’nin güçlendirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Aslında toplumsal barıştan bahsediyorlar ama barış kelimesi ağızlarına yakışmadığı için kullanmıyorlar. KHK ile mağdur edilen milyonlarca insan varken toplumsal barış inşa edilemez. KHK mağduriyetlerine de belediyeler kayyım atamaya son vererek toplumsal barış adına büyük bir adım atabilirsiniz. Bu adımın faydasından başka maliyeti olmayacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti devleti güçlüdür, konuşmakla yıkılmaz. Bırakınız insanlar konuşsun. Rahmetli cumhurbaşkanı Demirel’in dediği gibi “Yollar yürümekle aşınmaz” devlet te konuşmakla yıkılmaz.
Saygılarımla.
Zübeyir Gülabi
Genel Başkan
Liberal Parti
Kaynak: https://liberalparti.org/