Derin Yoksulluk, kişilerin açlık sınırı altında olup en temel haklarına dahi erişemediği sosyal dışlanma ve ayrımcılığın sebep ve sonuç olduğu bir yoksulluk halidir. Bu kavramın en çıplak ve somut halini yokluk içinde hayat süren İzmir’deki 5 çocuğun yanarak ölmesinde görebilirsiniz. Türkiye’de milyonlarca insan derin yoksulluk içinde yaşamaktadır.
Ev bile denilmeyecek baraka tarzı bir yerde bir annenin 5 çocuğuna bakabilmek için sokaklarda hurda toplayıp akşam eve geldiğinde çocuklarının hepsinin yanarak ölmüş olduğunu görmesi vahşeti karşısında, insanlıktan çıkmış sözde bir milletvekilinin “Bu olayın parayla (yani yoksullukla) ne alakası var” diyecek kadar çürümüş ve kokuşmuş olmasının adıdır,
Derin Vicdansızlık ve Utanmazlık, bir dönemin mağdurları bugünün ise zalimleri olanların ve ellerine para, makam, mansıp ve güç geçince insanlıktan bile çıkacak kadar, hatta dünyanın en derin çukuru Mariana çukurundan bile daha çukur olan bir anlayışa soyunmanın adıdır,
Derin Vicdansızlık ve Utanmazlık, Hak Hak deyip en büyük haksızlıkları ve zulumleri yapmanın ve milyonlarca insan açlık sınırının altında yaşarken saraylarda efuli, ejder meyveli smoothie gibi halkın adını bile bilmediği bir keyfi sürmenin adıdır.
Derin Vicdansızlık ve Utanmazlık, sarayın bahçesindeki hurma ağaçlarını üşümesin diye yurtdışında ısıtma tertibatı getirtip ama kendi ülkesinde binlerce insanın parasızlıktan ve yoksulluktan kış günleri kombiyi açamamasının ve kimi insanların soğuktan ölmesinin acısını ve sorumluluğunu hissedememenin adıdır,
Derin Vicdansızlık ve Utanmazlık, bugün milyonlarca insanın ipe sapa gelmez gerekçelerle, sırf muhalif diye tutuklanması, mallarına mülklerine el konulması, işkence ve tecavüz gibi en adi ve alçak muamelelere maruz kalmasını “vatan, millet, din ” perdesi altında yutturmaya çalışmanın adıdır.
Derin Vicdansızlık ve Utanmazlık, her türlü suçu, herzeyi ve naneyi yiyip, sadece bunları yemekle kalmayıp yetimin, garibin, gurebanın da hakkını yiyip utanmaz, ikiyüzlü bir şekilde “Yetimin hakkını yedirmeyeceğiz” demenin adıdır,
Derin Vicdansızlık ve Utanmazlık, kirli emellerine ulaşmak adına milyonlarca insanı bir gecede işlerinden, aşlarından edip aileleri ile beraber açlığa ve yokluğa mahkum etmenin adıdır.
Derin Vicdansızlık ve Utanmazlık, tüm bu zulümler, maddi ve manevî çöküş kendilerini sözde dindar olarak adlandıran çürümüş ve kokuşmuş bir zihniyetin döneminde gerçekleşti. Dini istismar eden, ayaklar altına alan Emevi zihniyeti bile bu kadar çürümüş ve kokuşmuş değildi.
İşte Derin Vicdansızlık ve Utanmazlık kavramı budur.