Eski Türkiye’de çocuklar parklarda sokaklarda özgürce ve güvende oynardı. Anne ve babalar hiçbir kaygı duymaz çocuklarının başına bir şey gelecek endişesi yaşamazdı. Mahallede herkes birbirini tanırdı. Çocuk kaçırma, çocuk tecavüzü gibi olaylar hayatımızda yoktu.
Eski Türkiye’de uyuşturucu bu kadar yaygın değildi. Mahallede ulu orta böyle şeylere izin verilmezdi. Hemen polise ihbar edilirdi. Hatta büyüklerinin yanında bile sigara içmek ayıptı, nezaketsizlikti.
Ama Yeni Türkiye’de artık sigara içme yaşı 10’lu yaşlara düştü.
Eski Türkiye’de de ekonomik krizler olurdu. Ama Yeni Türkiye’deki gibi alım gücü bu kadar düşmezdi. Halk haftada bir mahalle sinemasına mahallece gider, Kemal Sunal filmlerinde beraber güler, Küçük Emrah’la beraber ağlardı. Mutluydu Eski Türkiye. Acıları ortak neşeleri ortaktı.
Kavga çıksa, mahallede büyükler devreye girer olayı büyütmezler hemen barıştırırlardı. Öyle silahlar hemen çıkmazdı kavgalarda. Şimdi Yeni Türkiye Teksas gibi.
Yeni Türkiye’de kavga izlemek zevk veriyor enteresan bir ruh hali var insanlarda. Adam hamile karısını sokak ortasında öldüresiye döverken bakıyor mahalle esnafı ve polis gelince de aslan kesiliyor.
Eski Türkiye’de her şey organikti. Domatesi ısırdığımızda dudaklarımız yanardı. Kokusu lezzeti yok Yeni Türkiye’nin domateslerinin. Üstelikte çok pahalı.
Eski Türkiye’de ayakkabılarımız, kıyafetlerimiz eskimezdi. Küçük kardeşimize kalır. O da eskitemez tanıdığımızın çocuğuna kalırdı.
Yeni Türkiye’de kıyafet ve ayakkabının ömrü belki 1 yıl sürüyor ve çok pahalı. Yeni Türkiye de bir kız çocuğu “Okul çantası en ucuz Bin TL, babam alamadı, 3 kardeşiz, 3 bin TL ödeyemez” diye haberlere çıkıyor.
Ve bir babanın intihar girişimi yansıyor ardından ajansa, Boğaz köprüsünde oğluna pantolon alamadığı için…
Yeni Türkiye’de herkesin cep telefonu var. Sokaklar araba dolu ey nankörler diyen iktidar yanlıları, arabalarının sigorta, vergi, bakım, köprü geçiş ve akaryakıt maliyetlerinin yüksekliğinden şikâyet etmeye başladılar. Yakında 2. El araba fiyatları daha da düşerse benzin döküp arabasını yakanı da görürüz.
Eski Türkiye de insanlar 1 ev, 1 arabam bir de mutlu yuvam olsun der, en geç emekli olduğunda bu hayallerine kavuşurdu.
Yeni Türkiye’de emekli ikramiyesiyle bırakın bir ev ya da araba almayı ancak bir motosiklet alabiliyorsunuz.
Yakında bisiklete kadar düşer. 30 yıl çalışmakla ev almakta hayal oldu artık.
Eski Türkiye’de denizlerimiz temiz, ormanlarımız bu kadar yanmazdı.
Fabrikadan eve gelirken işçi baba eve hiçbir zaman eli boş gelmezdi. Mutlaka mevsimine göre akşamları fındık, kuruyemiş, meyve ile eve gelirdi. Baklava yemek Eski Türkiye’de sıradan bir şeydi. Hafta sonu mangal piknik keyfi vardı Eski Türkiye’nin. Herkes kırmızı et yiyebilirdi.
Eski Türkiye’nin birkaç yılında yağ, şeker kuyruğunu her seçim döneminde anlatan iktidar partisi, yarattığı Yeni Türkiye de yağ olsa bile alınamaz hale getirdi. Çay içmek bile lüks oldu Yeni Türkiye de. Belediyelerin ucuz soğan patates sattığı kuyruklara şahit olduk Yeni Türkiye’de.
Neyse uzatmayayım bildiğiniz şeyler sonuçta.
Artık Yeni Türkiye’nin kurallarına göre yaşama vakti diyorsanız bundan sonra olacaklara şikayet etme hakkınızda kalmıyor.
Ben eski Türkiye’nin sosyal, kültürel kaynaşma ortamlarını, mahalledeki sinemaya bu hafta hangi film gelecek acaba diye heyecanla uyuyamadığım günleri çok özlüyorum. Kavgalarımızda dostluk ve arkadaşlıklarımız da samimi ve gönüldendi. Kin tutmazdık. Kindar bir nesil hiç olmadık. Ve merhamet duygumuzu hiç kaybetmedik.
Biz 70 ve 80’lerin çocukları olarak hala parayla satın alınamayanlarla doluyuz.
Koktuk, makam, para için yetimin hakkına göz dikmeyenleriz.
Bize Yeni Türkiye diye yutturmaya kalktığınız her oyunun farkındayız. Bizler bu devrin muhalifleriyiz. Ve sizlerden daha çok vatanseveriz! Biz Liberal Partililer olarak Sarayda kuyruk bekleyenlerden el öpenlerden değil, sokaklarda halkımızın yanındayız.
Ve onlar için varız var olacağız!
BAŞARACAĞIZ!
Gerisini siz düşünün…