Dünya’nın 23,4° eksen eğikliği, 21 Aralık Kış Gündönümü’nde Kuzey Yarım Küre’de en kısa gündüz ve en uzun gecenin yaşanmasına yol açıyor. Gündüzler bu tarihten sonra uzamaya başlıyor.
21 Aralık, Kuzey Yarım Küre’de kış gündönümü olarak kayıtlara geçiyor ve bu tarih yılın en kısa gündüzü ile en uzun gecesinin yaşandığı astronomik anı ifade ediyor. Bilimsel verilere göre olayın temelinde, Dünya’nın yaklaşık 23,4 derecelik eksen eğikliği bulunuyor. Bu eğiklik nedeniyle 21 Aralık’ta Güneş ışınları Oğlak Dönencesi’ne dik açıyla geliyor, Kuzey Yarım Küre ise Güneş’ten maksimum uzak eğim pozisyonuna geçerek daha az ışık alıyor.
Bu durum, yalnızca ışık süresinin kısalmasına değil, Güneş’in gökyüzünde en düşük noktadan doğup batmasına yol açıyor. Uzmanlar, bu tarihte Güneş’in gün boyunca en kısa yolculuğunu yaptığını, gökyüzündeki seyrinin minimum seviyeye indiğini belirtiyor. Dolayısıyla gündüz süresi yılın en alt değerini görürken karanlık dönem maksimuma çıkıyor.
Astronomik takvim açısından 21 Aralık sonrasında güneşlenme süresi kademeli şekilde artmaya başlıyor. Güneş her gün biraz daha yüksek bir açıyla ilerlediği için, gündüzler milim milim uzuyor. Bu süreç yalnızca bilimsel bir olgu değil; tarih boyunca birçok kültürde ışığın geri dönüşü, yenilenme ve yeniden doğuş temalarıyla törenlere konu olmuş durumda.
Özetle 21 Aralık, Dünya’nın eksen eğikliği, yörünge konumu ve Güneş açılarının çakışmasıyla ortaya çıkan; hem kış mevsiminin astronomik başlangıcı hem de ışığın yeniden yükselişe geçtiği kritik bir eşik olarak değerlendiriliyor.
Bağımsız gazeteciliği desteklemek için Patreon sayfamıza katılabilirsiniz:
Patreon’da Destek Ol