Liberal Parti Genel Başkanı Zübeyir Gülabi: Krizlerin Fırsatları ve Türkiye’nin Geleceği İçin Anayasal Liberalizm Yolunda Atılacak Adımlar

Krizler aynı zamandan büyük değişimlerin kapılarını da açan fırsatları ortaya çıkarır. Siyaseten iki büyük kriz var Türkiye’de. Birincisi, kontrol etmeyi başaramadığımız ekonomik kriz, ki bir sonraki bunun da sebebi. İkincisi, kontrol ve denge sisteminin olmadığı, Kuvvetler ayrımının kalmadığı tek adam düzeni. Yer yüzünde bir tek Kuzey Kore lideri, yasal olarak bizimki kadar yetkilidir.
Bu tek adam düzeni demokrasiyi otoriter rejimi kurmak için kullandı. Şimdi Kararnameler ile ülke yönetiyor.

Fırsat şudur: Eğer bu sistemle iktidarı devralabilirsek, bir sonraki seçime kadar olan dönemi, Türkiye sistemini Anayasal Liberalizm olacak, denge ve kontrol sisteminin tam olarak kurulduğu, kurumlârın sağlamlaştırılıp, bir başka popülist tarafından otoriterleştirilemeyecek kadar sağlam şekilde kurumsallaştırabiliriz. Biz istesek de hoşlanmasak da bu sistemde iktidara geldiğimizde, aslında biz de dediği dedik, çaldığı düdük, yazdığı kanun olan bir diktatörlük olacağız. Bu diktatörlük yetkilerini, Liberal demokrat sistemi kurmak için “liberalleştirici otoriteryanlık” olarak kullanabiliriz. Yani bugünkü dezâvantajları, normal bir rejimde yapamayacağımız kadar dengeli ve kontrollü bir sistemi kurmak için avantaja çevirebiliriz.
Liberal demokrasi demek, güçler ayrılığının çok keskin olduğu, Anayasal kuralların ve kurumların çalıştığı, hukukun üstünlüğünün sağlandığı, hukuk önünde cumhurbaşkanı ile sıradan vatandaşın eşit olduğu, yolsuzluk soruşturmalarının darbe sayılmadığı, fikir, düşünce ve bunları açıklama özgürlüğünün, toplantı ve gösteri hakkının devlet güçleri tarafından ihlal edilemediği bir demokrasi demektir.