Liberal Parti Genel Başkanı Zübeyir Gülabi, 13 Temmuz 2024 tarihinde yaptığı basın açıklamasında, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal sorunlarına dikkat çekti. Gülabi, enflasyon rakamlarının halk üzerindeki etkisinden, devletin yüksek harcamalarına, artan yoksulluk ve yardıma muhtaç aile sayısından iş cinayetlerine kadar birçok konuya değindi. Ayrıca, hükümetin politikalarını sert bir dille eleştirerek, adalet, eşitlik ve insan hakları için mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.
Sevgili Türkiye!
Kaç maaş aldığı belli olmayan, belki kendisi de bilmeyen TÜİK Başkanı, %45 enflasyonla, %75 enflasyon arasında fark görmediğini belirtti. Bu kişinin başında olduğu kurumun belirlediği enflasyon rakamı ile maaşına zam yapılan işçi, memur ve emekli ise kuruşun bile hesabını yapıyor. Partili Cumhurbaşkanının da enflasyonu kendi cebinde hissetmediği belli ki, tasarruf genelgesi onu hiç bağlamıyor: Amerika’ya 5 uçakla gidiyor. Ayrıca maç seyretmek için Almanya’da ettiği masraf 135 milyon lira olmuş. Halkının kişi başı gelirinin 50 bin dolar olduğu ülkelerin başbakanları ise ya ikisi bir uçakla gidiyor ya da başbakanlıktan ayrılınca konvoyla değil bisikleti ile evine gidiyor. Evine gitmek devletin/halkın işi olmadığı için kendi aracı olan bisikletle gidiyor. Özel işi için kendi mumunu yakan Hz. Ömer’e hangisi benziyor. Ya da Meclis Başkanının benzetmesiyle hangisi Harun’a hangisi Karun’a benziyor?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına göre 4milyon 278 bin aile bakanlıktan yardım alıyor. Son beş ayda yardıma muhtaç duruma düşen aile sayısı 500 bin artmış. Bu ailelerin geliri açlık seviyesinin altına düşmüş. Toplam 17 milyon vatandaşımız, yardıma muhtaç hale gelmiş. Yani bu insanlarımızın araba alma, daha iyi bir evde oturma, sinemaya, tiyatroya, lokantaya gitme hayalleri yok. Tek adam rejimi, gelirlerimizi çaldıktan sonra, çocuklarınızın hayallerini de çaldı.
Siz açlık sınırında yaşam savaşı verirken, sizin maaşınıza zam yapılmasını istemeyen Hazine ve Maliye Bakanı ise 17 milyon liralık Mercedes makam aracına biniyor ve 290 bin lira maaş alıyor. Bu adam ev kirası da vermiyor.
Diyanet işleri başkanı utanmış. Neden mi? Lüks makam aracının söz konusu yapılmasından. Ama araçtan vazgeçmemiş, gazeteciler göremesin diye bir kaç yüz metre ileride bir park yerine saklamış aracını. Şimdi de istihbarat başkanı gibi, haram olan israflarının dışarı sızmaması içn tedbirler alıyor.
İslam barrış dinidir diye inanırız. Ama Diyanet İşleri başkanlığı 15 Temmuz hutbesi ile halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmekten geri durmuyor. Bu hamlesi ile Diyanet, israflarını gizlemek için camilerden Sela okutmayı seçti. Yani korkutmayı ve kışkırtmayı.
İş sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin açıkladığı bilgilere göre 2024’ün ilk 6 ayında 878 işçi iş cinayetine kurban gitmiş. Bu kaybolan canların 33’ü 18 yaşın altında olan çocuklar, yani geleceğimiz.
Liberal Parti güvenli bir çalışma hayatının ve can güvenliğinin en temel haklardan olduğuna inanmaktadır.
Ekmeğimizi çaldılar, canlarımızı da çalıyorlar.
Tıpkı Ali İsmail Korkmaz’ın ve Tahir Elçi’nin katillerinin bulunamaması gibi, iş cinayetlerinde ölen emekçilerimiz hakkında bir suç soruşturması bile açılmadan faili meçhul olarak kalacaklar. Çünkü, iktidar, Allah’ın lütfu olarak gördüğü 15 Temmuz bahanesiyle olağanüstü hal ilan etmiş ve cumhurbaşkanı aç gözlü işadamlarına “daha ne istiyorsunuz, sizin için grevi de yasakladım” diyordu. Buna güvenen Eti Holding patronu da hak arayan “herkesi işten çıkarın” diyor. Sn. Davutoğlu, Cumhurbaşkanı’nı uyardı: Bence de AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bu uyarıyı dikkate almalı. Çünkü rüzgar eken fırtına biçer. Anayasayı çiğnemek, insan haklarını çiğnemek ciddi sorunlardır.
Zübeyir Gülabi
Liberal Parti Genel Başkanı