🎙️ Sırrı Er’den Sessiz Çığlıklar İçin Çağrı: “Ayrımsız Adalet İçin Ses Olalım!”

TRT eski spikeri ve Uluslararası Basın Kartı (IFJ) sahibi Sırrı Er, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, yıllardır cezaevlerinde bulunan kadınlar, çocuklar, hastalar, yaşlılar ve askerî okul öğrencilerinin yaşadığı dramatik mağduriyetlere dikkat çekti. Özellikle #31TemmuzCovidYasasıMağdurları vurgusuyla adalet sistemindeki çifte standardı eleştiren Er, “Onların da bizim gibi bir kalbi var, kanayan, kırılan ama hâlâ atan” diyerek toplumdan sessiz çığlıklara kulak vermesini istedi ve “Ayrımsız adalet” çağrısında bulundu.

TRT eski spikeri ve Uluslararası Basın Kartı (IFJ) sahibi Sırrı Er, sosyal medya hesabından yaptığı çarpıcı açıklamayla, uzun süredir cezaevinde bulunan kadınlar, çocuklar, hastalar, yaşlılar ve askerî okul öğrencilerinin sessiz çığlığına dikkat çekti. Sırrı Er, özellikle #31TemmuzCovidYasasıMağdurları etiketiyle yaşanan adaletsizliklere vurgu yaparak, toplumsal vicdana seslendi.

“Bir saat bile özgürlüğü alınanlar bunu adeta şova dönüştürüyor. Peki ya yıllardır içeride olanlar?”

Sırrı Er, yıllardır demir parmaklıklar ardında hayatını sürdüren mahkûmların unutulduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bir anne, evladından ayrı yıllardır hücrede. Bir çocuk, daha hayatı tanıyamadan cezaevinde büyüyor. Hastalar ilaçlarına ulaşamıyor, yaşlılar torunlarına hasret.”

🔊 “Onların da kalbi var; kanayan, kırılan ama hâlâ atan…” diyen Er, adaletin siyasi ya da toplumsal ayrım gözetmeksizin herkese eşit uygulanması gerektiğini vurguladı.

👉 “Susarsak adaletsizlik büyür, gelin ses olalım!” çağrısıyla konuşmasını tamamlayan Sırrı Er, kin ve nefret dilinin toplumu böldüğünü, merhametin ve sevginin ise birleştirici gücüne dikkat çekti.

TRT eski spikeri ve Uluslararası Basın Kartı (IFJ) sahibi Sırrı Er, açıklamasında:

Sırrı Er | @konusmasanati
Değerli dostlar,
Bir saat bile özgürlüğü elinden alınanlar bu durumun ne kadar ağır olduğunu konuşuyor, hatta dilim varmıyor, adeta şova dönüştürüyorlar.
Örneği çok!

Peki yıllardır özgürlüğünden mahrum bırakılanlar?!

İçerde, dört duvar arasında, umutları solan kadınlar, çocuklar, hastalar, yaşlılar, askerî okul öğrencileri
#31TemmuzCovidYasasıMağdurları
ve adalet diye feryat eden birçok mahkûm!

Bu insanların sesini duyan var mı?!

Bir anne düşünün, evladından ayrı, yıllardır bir hücrede.
Bir çocuk, daha hayatı öğrenemeden demir parmaklıkların gölgesinde.
Hastalar, ilaçlarına ulaşamadan acılar içinde yitip gidiyor.
Yaşlılar, hayatlarının son demlerinde torunlarının kokusuna hasret kalıyor
ve askerî okul öğrencileri…

Bu insanların dramatik hikâyeleri bir saatlik şovlarla gölgeleniyor!

Birileri kameralar önünde geçici bir gözyaşı dökerken,
bu sessiz çığlıklar unutuluyor.

Onların her birinin bir ailesi, bir hayâli, bir umudu var.
En önemlisi, onların da bizim gibi bir kalbi var,
kanayan, kırılan,
ama hâlâ atan.

Bizler susarsak, bu adaletsizlik devam eder.
Ses olalım, bir olalım.
Gelin, bu sessiz çığlıkları duyuralım.
Kadınlar, çocuklar, hastalar, yaşlılar, öğrenciler, insanlık için
“Ayrımsız Adalet” diye haykıralım!

Kin ve nefret bize hiçbir şey kazandırmaz,
aksine birliğimizi, dirliğimizi bozar.

İnsan onur ve haysiyeti dokunulmazdır!

“Alabildiğine merhamet,
sevgi,
insan insanı sömürmesin diye
ve daha adil bir dünya
daha güzel bir memleket için…“
— Nâzım Hikmet

#sevgi

Kaynak: Sırrı Er | @konusmasanati