Ahmet Erkan: ‘KHK’lılar Sosyal Soykırıma Uğruyor’ – Trajedilerle Dolu 9 Yıllık Sessizlik

KHKTV Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Erkan, 15 Temmuz’un 9. ve 17-25 Aralık’ın 12. yılında yaptığı açıklamada, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) mağdurlarının yıllardır süren adaletsizlikle ve toplumsal dışlanmayla karşı karşıya kaldığını vurguladı. Erkan, intiharlar, hastalıklar, aile dramları ve çocukların geleceğinin karartılmasını “sosyal soykırım” olarak nitelendirerek, devletin duyarsızlığına sert tepki gösterdi. Trajedik ölüm örnekleriyle süreci gözler önüne seren Erkan, “Bizlere terörist muamelesi yapılırken gerçek suçlular serbest bırakılıyor” dedi. 10. Yargı Paketi’nden de umduğunu bulamayan KHK’lılar için Erkan, adalet ve insanlık adına geç olmadan çözüm çağrısında bulundu.

KHK Mağduriyetleri: Ahmet Erkan’ın Çarpıcı Açıklamaları ve Trajedik Ölümler

KHKTV Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Erkan, 15 Temmuz’un 9. yıldönümünde ve 17-25 Aralık olaylarının 12. yılında, KHK mağdurlarının yaşadığı derin acıları ve toplumsal travmaları çarpıcı bir şekilde gündeme getirdi. Erkan, KHK’lıların adalet arayışında bir kez daha hayal kırıklığına uğradığını vurguladı: “10. yargı paketi de KHK’lıları dışarıda bıraktı. Umutlarımız başka bahara kaldı!”

12 Yıl Süren Mağduriyet: Sosyal Soykırım

Erkan, KHK sürecinin Türkiye tarihinde bir “sosyal soykırım” olarak anılacağını belirtti. Ölümler, hastalıklar, aile dramları, psikolojik travmalar ve çocukların yaşadığı sorunlar, bu dönemin karanlık yüzünü ortaya koyuyor. “15 Temmuz, hayatımızın ortasına vurulmuş bir darbe gibi. Orantısız ve kalleşçe bir savaş yürütülüyor,” diyen Erkan, KHK’lıların terörist yaftasıyla toplumsal ve ekonomik dışlanmaya maruz kaldığını ifade etti.

Trajedik Ölümler ve İronik Adaletsizlik

Erkan, KHK sürecinde yaşanan trajedileri tek tek sıraladı:

• Musa Üçgül: Başarılı bir kaymakam, inşaat iskelesinden düşerek hayatını kaybetti.
• Sümeyye: 14 yaşında, annesi cezaevinde olduğu için iki kardeşine bakarken yatağında uyanamadı.
• Gazi Bahar Gülü: Öğretmen, fare zehri içerek intihar etti.
• Ahmet Olgun: Polis memuru, fındık bahçesinde kendini benzinle yakarak intihar etti.
• Nahit Emre Güney: Danıştay üyesi hakim oğlu, Galata Kulesi’nden atlayarak canına kıydı.
• Fehmiye Çelenk: Üç çocuk annesi, doğalgaz borusuna kendini asarak intihar etti.
• Ayşe: 18 yaşında, babasının cezaevinde olması nedeniyle İzmir metrosunda trenin önüne atladı.
• Sevgi Balcı: Hemşire, üç çocuğunu bırakıp intihar etti; 5 yıl sonra görevine iade edildi!
• Zekeriya Altunok: KHK ile ihraç edilen polis, askerde şehit oldu, cenazesine devlet töreni düzenlendi.

İronik Adalet: Katiller Serbest, Masumlar Mağdur

Erkan, çarpıcı bir örnekle adaletsizliği gözler önüne serdi: 13 kişiyi öldürdüğünü itiraf eden bir kişi, Covid affıyla serbest bırakılırken, bir yurtta idarecilik yaptığı için cezaevinde olan Züheyla Koç’un engelli oğluyla yaşadığı dramlar yürek burktu. Erkan, “Devlet bir caniyi bahane bulup serbest bırakırken, bizlere terörist yaftası vuruldu,” diyerek bu çifte standardı eleştirdi.

Çocukların Geleceği ve Toplumsal Travma

KHK’lı ailelerin çocukları, eğitim ve iş fırsatlarından mahrum bırakılıyor. Erkan, “Çocuklarımız için iyi bir gelecek hazırlayamıyoruz. Asker, polis, savcı, hakim gibi meslekler onlara yasak,” diyerek bu ayrımcılığın uzun vadeli etkilerine dikkat çekti. Ayrıca, Merkez’te boğulan Maden ailesi gibi trajediler, KHK’lıların çaresizlik içinde ülkeyi terk etmeye çalıştığını gösteriyor.

Devletin Sorumluluğu ve Çözüm Arayışı

Erkan, devletin ve toplumun bu mağduriyetlere karşı duyarsızlığına isyan etti: “10 yıl geçti, bir 10 yıl daha geçerse KHK sorunu zaten kalmaz; çünkü ölen ölür, giden gider!” Profesör Ahmet Kuru’nun “Fethullahçılık, etnik ya da dini kimlik gibi yaftalandı” sözüne atıfta bulunan Erkan, bu yaftalamanın haksız olduğunu vurguladı. “Terör suçlamaları için şiddet ve silah unsuru gerekir, ama bizlerin 15 Temmuz’la ilgisi yok!”

Çağrı: Adalet ve İnsanlık

Erkan, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Bu badireden çıkış yolu bulmalıyız. Hz. Muhammed’in affediciliğini örnek alan bir toplum, kendi evlatlarını harcamamalı. Devlet, bir gün bu insanlardan özür dileyecek, ama hayatta olmayanlardan nasıl özür dilenecek?”

KHK mağduriyetleri, Türkiye’nin vicdanını sızlatmaya devam ediyor. Ahmet Erkan’ın bu çarpıcı yayını, adalet arayışının ve insanlık dramının sesi oldu.

Kaynak: KHK TV