TRT eski spikerlerinden, aynı zamanda Uluslararası Basın Kartı (IPC) sahibi olan Sırrı Er, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı duygu yüklü paylaşımıyla dikkat çekti. Türkiye’nin zorlu tarihsel süreçlerinden süzülüp gelen melankoli ve çaresizlik duygularına değinen Er, sözün hem şifa verici hem de sınırlı yönlerini hatırlatarak, umutsuzluk karşısında insanın kendi içindeki gücü keşfetmesi gerektiğini vurguladı.
“Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı” dizeleriyle Yunus Emre’den örnek veren Er, bazen konuşmak kadar susmanın, dinlemenin ve sadece var olmanın da bir iyileşme yolu olduğunu ifade etti. İçinde bulunduğumuz toplumsal bunalım dönemlerinde bireylerin yalnız olmadığını, küçük insani adımların büyük değişimlere kapı aralayabileceğini anlatan paylaşımı, sosyal medya kullanıcıları tarafından büyük beğeniyle karşılandı.
TRT eski spikeri ve Uluslararası Basın Kartı (IPC) sahibi Sırrı Er açıklamasında…
@konusmasanati
Tarih boyunca halk olarak pek çok zorluğun içinden geçtik. Bu derin mücadeleler, dilimize ve edebiyatımıza melankoli ve çaresizlik izleri bıraktı.
Yunus Emre’nin, “Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı” sözü, kelimelerin ne denli güçlü olduğunu hatırlatırken; “sözün bittiği yer” ise bu gücün sınırlarını gösterir.
Her şeyin anlamsızlaştığı, kelimelerin yetersiz kaldığı o anlarda, insan donakalır. Ama unutmamalı: Çaresizlik ya da umutsuzluk hissetmek utanılacak bir şey değildir. Bu duyguları bastırmak değil, kabul etmek iyileşmenin ilk adımıdır.
Bazen konuşmaktan çok susmak, dinlemek ve sadece var olmak daha derin bir şifadır.
Konuşmak bir sanatsa, dinlemek ve anlamak bambaşka bir sanattır.
Her şeyin çıkmaz gibi göründüğü anlarda bile, atılan en küçük adım bile çaresizlik döngüsünü kırmaya yeter.
Bir Afrika atasözü der ki: “Bir insan, diğer insanlarla insan olur.”
Bu söz, insanın ancak diğer insanlarla var olabileceğini, hepimizin birbirimize muhtaç olduğunu anlatır.
Bir gülümseme, uzatılan bir el, hesapsız ve içten bir “Nasılsın?” sorusu… Bunlar insanı insana bağlayan ve insanca bir dünyanın kapılarını aralayan kıymetli adımlardır.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur adlı romanında şöyle der:
“Bazı kapıların bize kapalı görünmesi, önünde değil arkasında durduğumuz içindir.”
Son söz:
Çaresiz değilsiniz.
Çare Sizsiniz!
Bağımsız gazeteciliği desteklemek için Patreon sayfamıza katılabilirsiniz:
Patreon’da Destek Ol