TRT Eski Spikeri Sırrı Er ile Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. İdris Şahin’in Çarpıcı Röportajı – “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi İle Ülkenin Kurumlarının İçi Tamamen Boşaltıldı”

TRT eski spikeri Sırrı Er, Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Av. İdris Şahin ile yaptığı röportajda Türkiye’deki hak ihlalleri ve KHK mağduriyetlerine odaklandı. Şahin, mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kurumların içini boşalttığını ve güveni zedelediğini belirterek, adaletin sağlanamadığı bir ortamda ekonominin de düzelmeyeceğini vurguladı. KHK’lıların yaşadığı “sosyal ölüm” ve “soykırım” durumuna değinen Şahin, mağdurlara hukuk zemininde mücadele etme ve haklarını arama çağrısı yaptı, EYT örneğinde olduğu gibi kolektif mücadelenin önemini vurguladı. Ayrıca, Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi’ne yönelik tutumunu “anayasal düzene kalkışma” olarak niteleyerek, hukukun üstünlüğüne bağlı kalınması gerektiğini ifade etti.

TRT Eski Spikeri Sırrı Er’den Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Av. İdris Şahin ile KHK Mağduriyetleri Röportajı: “Mücadele Edin, Hakkınızı Arayın!”

TRT eski spikeri ve Uluslararası Basın Kartı (IPC) sahibi Sırrı Er’in, Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Av. İdris Şahin ile gerçekleştirdiği röportajda, Türkiye’deki hak ihlalleri ve özellikle KHK (Kanun Hükmünde Kararname) mağduriyetleri masaya yatırıldı. “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi İle Ülkenin Kurumlarının İçi Tamamen Boşaltıldı” başlığıyla yayınlanan röportajda, hukuk devleti ilkelerinin erozyona uğradığı ve OHAL sonrası mağduriyetlerin boyutları çarpıcı şekilde ortaya konuldu.

Kurumlar Boşaltıldı, Adalet Güveni Azaldı

Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin, röportajda, adalet ve güven ortamının sağlanamadığı bir ülkede ekonominin de gelişemeyeceğini vurguladı. “Son cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ülkenin kurumlarının tamamen içi boşaltıldı ve kuralları sadece bir kişi koyuyor,” diyen Şahin, bu durumun güveni zedelediğini ve kurumların şeffaf bir yönetim sergilemesini engellediğini belirtti. Merkez Bankası ve TÜİK gibi kurumların şeffaf olmamasının ülke ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti.

Hukukun Üstünlüğü ve İnsan Hakları Vurgusu

Şahin, Türkiye’nin 2004 yılında Anayasa’nın 90. maddesine eklenen uluslararası sözleşmelerin iç hukuku bağlayıcılığı kuralına rağmen, özellikle 2013-2014 sonrası süreçte kuvvetler ayrılığından kopulduğunu ve 2017 Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bunun tamamen ortadan kalktığını ifade etti. Yargının ve yasamanın iktidarın kontrolüne girdiğini belirten Şahin, bu durumun pek çok mağduriyete yol açtığını söyledi.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne atıfta bulunan Şahin, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın diye yola çıkan bir iktidarın, insan haklarına saygı göstermesi diye bir durum söz konusu olamaz” diyerek, insan hakları ihlallerinin geldiği boyuta işaret etti.

KHK Mağdurları ve Mücadele Çağrısı

Röportajda öne çıkan konulardan biri de KHK mağduriyetleri oldu. Şahin, cezaevlerindeki adil yargılanmayanları, çocuk yaşta devlete teslim edilen kursiyer teğmenleri ve binlerce haksız yere işinden edilen KHK’lıları örnek göstererek, bu durumun sosyal bir ölüm ve soykırım olduğunu dile getirdi.

Deva Partisi olarak KHK mağdurlarına tavsiyelerinin hukuk zemininde mücadele etmek olduğunu belirten Şahin, “Deva Partisi olarak sadece ve sadece hukuk zemininde mücadeledir doğru hukuk zemininin dışında asla bir mücadele tavsiye etmiyoruz” dedi. Partinin “OHAL KHK’ları ile İhraca ve Ceza Yargılamalarına Haksızlıklara Adalet” başlıklı kitapçığını hatırlatan Şahin, devam eden yargılamalarla değil, kesinleşmiş mahkumiyetlerle ilgili dahi yeniden yargılamanın önünü açabilecek düzenlemeler içerdiğini vurguladı.

Şahin, KHK’lı vatandaşların seslerini yeterince çıkaramadıklarını, bu nedenle mücadelenin tabana yayılması gerektiğini belirtti. EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) mücadelesini örnek gösteren Şahin, kolektif ve dinamik bir mücadelenin sonuç getireceğini ifade etti. KHK mağdurlarına yerel seçimlerde sarı kart göstererek, genel seçimlerde ise kırmızı kart gösterme çağrısı yaptı.

Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi Gerilimi

Röportajın son bölümünde Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi arasındaki gerilime de değinildi. Şahin, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyması gerektiğini ve Anayasa Mahkemesi kararlarının iç hukukta tüm organları bağlayıcılığını hatırlattı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkındaki tutumunu “anayasal düzene açık bir kalkışma” olarak nitelendiren Şahin, bunun vahim bir hata ve büyük bir ayıp olduğunu söyledi.

Şahin, tüm mağduriyetlere rağmen hukuk mücadelesinin sonuna kadar sürdürülmesi gerektiğini belirtti ve “Mücadele etmeden de hiçbir sonuç alınabileceğine inanmıyorum” sözleriyle çağrısını yineledi.