Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yolsuzluk, terör, rüşvet ve usulsüzlük suçlamalarının tamamının asılsız olduğu ortaya çıkarken; İmamoğlu, son gelişmelere dair sert bir açıklama yayınladı: “Millet bu yalanlara kanmadı, şantajla alınan ifadeleri de yutmaz.”
Tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, hakkında son yıllarda sistematik şekilde üretilen suçlamalara ilişkin dikkat çeken bir açıklama yaptı. Resmî sosyal medya hesabından paylaştığı uzun mesajda İmamoğlu, kendisine ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yöneltilen iddiaların tamamının birer birer çökmesine rağmen, bu kez şantaj ve tehditle ifade alma yoluna gidildiğini belirtti.
“560 milyar lira yolsuzluk var dediler, İBB’nin toplam 6 yıllık bütçesi o kadar bile değil. Evde para saklıyorlar dediler, çocukların kumbaraları çıktı. Lüks araçlar, villalar dediler; hepsi ya kiralık çıktı ya da başkasının adına kayıtlı. MASAK raporu hazır dediler, 5 günde masa başında yazılmış, uzmanı olmayan uydurma bir belgeyle karşılaştık.”
diyerek iddiaların çürüklüğünü madde madde sıralayan Ekrem İmamoğlu, bu dosyaların kamuoyuna “yolsuzlukla mücadele” adı altında servis edilmesinin de büyük bir algı operasyonu olduğunu vurguladı.
İmamoğlu, kamuoyunun uzun süredir izlediği bu davaların bir kumpas zinciri olduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Ortada ne örgüt var, ne suç. Tam tersine; tehdit, şantaj ve çıkar hesaplarıyla hazırlanmış, hukuki değil siyasi içerikli dosyalar var. Şimdi ise son kozlarına sarıldılar: İnsanları tutuklayarak, ailelerini tehdit ederek, zorlama ifadeler alıyorlar. Bu millet, nasıl ki bu uydurma dosyalara inanmadıysa; baskıyla alınmış sözde itiraflara da inanmaz.”
Açıklamada dikkat çeken bir başka vurgu ise, dosyaların içeriği “gizli” denilmesine rağmen sürekli olarak yandaş medyada manşet yapılmasıydı. İmamoğlu, bu çelişkiyi şu sözlerle aktardı:
“Gizlilik kararı var dediler, kendileri sızdırdı. Valizle para taşındı dediler, sinyal kesici çıktı. Naylon fatura dediler, kendi dönemlerinden çıktı. Şikayetçi ve tanık olarak öne sürülenlerin neredeyse tamamı, geçmişte kamudan rant elde etmiş ya da usulsüz çıkar ilişkilerine girmiş isimler.”
Ekrem İmamoğlu, açıklamasının sonunda, muhalif sesleri susturmaya çalışan otoriter zihniyetlere karşı kaleme alınmış tarihi bir beyite de yer verdi:
“Hâlî ne zaman kaldı cihân ehl-i tama’dan,
Sen zâtını bu âleme elzem mi sanırsın?En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun,
Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?”
Tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu
Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi
@CBAdayOfisi
İbretiâlem için paylaşın saygıdeğer vatandaşlarım:
“560 milyar yolsuzluk var” dediler, İBB’nin 6 yıllık toplam bütçesinin bile o kadar olmadığı ortaya çıktı.
“Terörle bağlantısı var” dediler, fos çıktı.
“Evlerde para saklıyorlar” dediler, çocukların kumbarası çıktı.
“Bedavaya villa aldı” dediler, kapora makbuzu çıktı.
“Belediyeden vinçle kasa kaçırdılar” dediler, yalan çıktı.
“Cenaze aracıyla rüşvet parasını yurt dışına çıkardılar” dediler, o araçların yurt dışına çıkmasının mümkün olmadığı anlaşıldı.
“Lüks villa” dediler, sıradan konut çıktı.
“Çöp kamyonuyla para taşıdılar” dediler, iddia kendi kendine çöpe gitti.
“Parkelerin altına para sakladılar” dediler, tamamen hayal ürünü çıktı.
“1200 telefon dağıttılar” dediler, yine yalan çıktı.
“Kiptaş’tan daire verdiler” dediler, yok öyle bir şey.
“Lüks araçlar garajda” dediler, araçlar başkasının çıktı.
“Bir şirkete ihale yağdırıldı” dediler, o şirketin hiç ihale almadığı ortaya çıktı.
“Sağlam deliller var” dediler, hayali tanıklar çıktı.
“Ciddi belgeler var” dediler, “duymuştum”, “sanırım” gibi ifadelerle dolu tutanaklar geldi.
“MASAK raporu hazır” dediler, 5 günde hazırlatılmış uyduruk bir kâğıt parçası çıktı.
“Uzman raporu var” dediler, altına imza atacak uzman bulamamışlar.
“Büyük vurgun var” dediler, kendi dönemlerindeki işler çıktı.
“Aynı kurumda çalışanlar neden görüşüyor” dediler, tam bir komediye dönüştü.
“Veriler çalınıyor” dediler, kuyruklu yalan çıktı.
“İBB, Berkay Gezgin’e para gönderdi” dediler, iftira olduğu anlaşıldı.
“Hepsi zenginleşti” dediler, mal varlıklarında artış yok.
“Valizlerle para taşındı” dediler, sinyal kesici cihaz çıktı.
“Şikâyetçiler CHP’li” dediler, hepsi kendi adamları çıktı.
“Müdür tehdit etti” dediler, olayın tersi çıktı.
“Kamuyu zarara uğrattılar” dediler, tam aksine kamu kazandı.
Ve daha fazlası…
Şikâyetçiler suç makinesi çıktı.
Şahitler; kamudan kesilen rantın peşinde, husumetli kişiler çıktı.
“Gizli gizli niye görüştünüz” dedikleri kişilerin orada bile olmadığı ortaya çıktı.
“Rüşvet istediler” dediler, yine kendi dönemlerine ait işler çıktı.
“Naylon fatura kesiyorlar” dediler, kendi adamları çıktı.
“Gizlilik var” deyip dosyaları kendileri sızdırdı, boy boy servis ettiler.
“Dış destekli bunlar” dediler, ama darbe öncesi icazeti kendileri dışarıdan almış.
Hasılı kelam:
“Örgüt” dediler, örgüt çıkmadı.
“Suç” dediler, suç bulunamadı.
Şimdi ise, son günlerdeki gelişmelerle birlikte, tutuklulara şantajla, tehditle ifade verdirilmeye çalışıldığı ayyuka çıktı.
“Daha neler var; turpun büyüğü, dananın kuyruğu, ahtapotun kolları var” diye konuşanların elinde, artık yalnızca zorla alınmış ifadeler kaldı.
Bu millet sizin uyduruk dosyalarınıza inanmadı, tehdit ve şantajla alınmış itiraflara da inanmaz.
Bu satırlar, 155 yıl önce sizin gibiler için yazılmış:
“Hâlî ne zaman kaldı cihân ehl-i tama’dan,
Sen zâtını bu âleme elzem mi sanırsın?En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun,
Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?”
Ekrem İmamoğlu
Bağımsız gazeteciliği desteklemek için Patreon sayfamıza katılabilirsiniz:
Patreon’da Destek Ol