Ekrem İmamoğlu’ndan Tarihi Barış Çağrısı: “Bu Topraklar Barışa Susamış, Gönüller Barış Bahçesine Hazır”

Tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, toplumsal barış ve kardeşlik çağrısıyla dikkat çekti. Terör ve şiddet sarmalında geçen kırk yılın ardından, Meclis çatısı altında barışın yeşermesi gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, “Halkımız barışa susamış, bu özlem iktidarın hayal gücünü aşar” dedi. İmamoğlu’nun Mevlana, Yunus Emre ve Hacı Bektaş Veli’den alıntılarla süslediği bu güçlü mesaj, Türkiye’nin ikinci yüzyılında birlik, sevgi ve hoşgörü temelli bir gelecek hayaline işaret ediyor.

Türkiye siyasetine damga vuracak nitelikte bir açıklama yapan Tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya üzerinden yayınladığı mesajla hem iktidara hem de tüm toplumsal kesimlere güçlü bir barış çağrısı yaptı. İmamoğlu, “Güzel ülkemiz kırk küsur yıldır terör ve şiddet sarmalında yaşıyor. Oysa ne güzel, korkusuzca yan yana yürüyebilmek” diyerek, halkın barışa olan özlemini dile getirdi.

📌 “Barış artık yüce Meclis çatısı altında yeşermeli” diyen İmamoğlu, TBMM’yi göreve çağırırken, “Gönül bağıyla birleşenler, barışın bahçesinde çiçek açar” ifadeleriyle hem Mevlana’yı hem Yunus Emre’yi hem de Melayê Cizîrî’yi referans gösterdi. Açıklama, toplumsal barış, kardeşlik ve koşulsuz sevgi vurgusuyla Türkiye’nin geleceğine dair umut dolu bir yol haritası sundu.

Bu tarihi mesaj, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken barış, kardeşlik ve ortak duygularda buluşma çağrısını ön plana çıkarıyor. İmamoğlu’nun çağrısı, siyasi arenada ve kamuoyunda büyük yankı uyandırması beklenen bir dönüm noktası niteliği taşıyor.

Tutuklu Cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu
Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi
@CBAdayOfisi

Güzel ülkemiz kırk küsur yıldır terör ve şiddet sarmalında yaşadı. Anneler gözyaşlarında boğuldu, gençlerin umutları yarım kaldı.
Oysa ne güzel, korkusuzca yan yana yürüyebilmek, bir nefeste aynı havayı soluyabilmek.

Şimdi milletimizin en derin özlemi; yeniden kök salabilecek bir barış, kimselerin üstüne gölgesini bile düşüremeyeceği bir kardeşlik türküsü.

İktidara bir çağrıda bulunuyorum:
Bu toprağın insanı barışa öyle susamış ki, sizin hayallerinizin ötesinde bir değer biçiyor bu hasrete.

Barış, kardeşlik ve koşulsuz sevgi insanımızın yegâne değeridir.
Bu sürecin artık milletimizin gözü önünde, TBMM’de yürümesi adına gereğini yapın.

Milletimizden çekinmeyin.
Barış artık yüce Meclis çatısı altında yeşermeli.
Çekinmeyin bu halkın ferasetinden.

Melayê Cizîrî ne güzel demiş:
“Gönül bağıyla birleşenler, barışın bahçesinde çiçek açar.”

Bizim de gönlümüz o barış bahçesine açılmaya hazır, kardeşliğin en güzel rengiyle.

Partilerimize, yol arkadaşlarımıza bir çağrıda bulunuyorum:
Yıllardır içimizi kavuran bu şiddet ve terör yangınına en anlamlı cevap, işte o barışın serinletici nefesidir.

Gönül bilgemiz Yunus Emre’nin dediği gibi:
“Dövene elsiz, sövene dilsiz gerek; gönül kırmamağa gerek, yapmağa gerek.”

Gerçek bir barış, ancak sevgiyle, hoşgörüyle yoğrulur.
Gönül yıkan değil, gönül yapan eller uzanmalı birbirine.

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, aklın ve bilimin yolunda ilerleyerek, sanayide, teknolojide, eğitimde yepyeni bir sayfa açmak istiyoruz.

Bu yolda yürürken, tüm Türkiye’yi aydınlatmak, omuz omuza vererek toplumsal barışı inşa etmek hepimizin boynunun borcudur.

İnanıyorum ki sizler de bu sorumluluğun bilincindesiniz, gönül yapmaktan yana tavır alacaksınız.

İşte o zaman Mevlana’nın dediği gibi:
“Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşır.”

Ve Anadolumuzun gönül mimarı Hacı Bektaş Veli’nin o güzel öğüdüyle,
“Gelin canlar bir olalım,” diyerek sizlerle kucaklaşacağımız günü hasretle bekliyoruz.

Ekrem İmamoğlu