KHK TV’de Engin Avcı ve Ali Kadıoğlu, AİHM Büyük Dairede Görülen Şaban Yasak Kararını Konuştu

KHK TV’de Engin Avcı ve Ali Kadıoğlu, AİHM Büyük Dairede Görülen Şaban Yasak Kararını Konuştu
Publish: 12.05.2025
Updated: 12.05.2025 01:34
56
A+
A-

AİHM Büyük Dairede görülen Şaban Yasak Kararı, Türkiye’deki yargılamaları kökten değiştirecek tarihi bir dönüm noktası! KHK TV’de Engin Avcı ve Ali Kadıoğlu’nun ele aldığı bu dava, Yalçınkaya kararının eksik uygulanmasını ve cemaat faaliyetlerinin terör suçu sayılmasının hukuksuzluğunu gözler önüne seriyor. Hükümetin “masumiyet ispat yükü” dayatması AİHM’de çökerken, kararın 150.000 kişiyi etkileyebilecek sonuçları merakla bekleniyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi’nde iki gün önce görülen Şaban Yasak davası, Türkiye’deki yargı süreçlerini doğrudan etkileyecek kritik bir karar olarak öne çıkıyor. Liberal Parti Sözcüsü Engin Avcı’nın KHK TV’de konuk ettiği hukukçu Ali Kadıoğlu, davanın detaylarını ve olası sonuçlarını çarpıcı bir şekilde değerlendirdi. İşte Şaban Yasak kararının anlamı ve Türkiye için yaratacağı etkiler!

Şaban Yasak Kararı Neden Önemli?

Hukukçu Ali Kadıoğlu, hem bir KHK mağduru hem de deneyimli bir hukukçu olarak, Şaban Yasak davasını yakından takip ettiğini belirtti. Kadıoğlu’na göre bu dava, Yalçınkaya kararından sonra Türkiye’de yargılamaların seyrini değiştirecek bir dönüm noktası. Yalçınkaya kararında AİHM, ByLock kullanımı, Bank Asya hesabı ve sendika/dernek üyeliği gibi unsurların suç sayılamayacağına hükmetmişti. Ancak Türkiye, bu kararı kısmen uyguladı ve özellikle tanık beyanlarına dayalı cezalandırmalar devam etti.

Şaban Yasak davası, cemaat faaliyetlerinin terör suçu olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğini ilk kez tartışan bir dosya olarak dikkat çekiyor. Kadıoğlu, davada isnat edilen fiillerin (kod adı kullanımı, öğrenci evlerinden sorumlu olma iddiaları) illegal faaliyetler olmadığını ve hükümetin bu fiillerle darbe girişimi arasında bağlantı kuramadığını vurguladı. AİHM yargıçları, hükümet temsilcilerine defalarca “Bu kişinin darbe yapacağını bildiğini nasıl ispat ediyorsunuz?” sorusunu yöneltti, ancak tatmin edici bir yanıt alınamadı.

Hükümetin Fahiş Hatası: Masumiyetin İspat Yükü

Kadıoğlu, duruşmada hükümet temsilcisinin yaptığı bir açıklamayı “fahiş hata” olarak nitelendirdi. Hükümet, “Kişi, darbe yapacağını bilmediğini ispat etmeli” diyerek, masumiyet karinesini ve evrensel hukuk ilkelerini hiçe sayan bir savunma yaptı. Bu, AİHM heyetinde şaşkınlık yarattı ve Şaban Yasak’ın avukatları tarafından etkili bir şekilde kullanıldı. Kadıoğlu, bu hatanın, Türkiye’deki yargılamaların varsayımlara ve keyfiliğe dayandığını açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.

Yalçınkaya Kararı ve Kısmi Uygulama

Yalçınkaya kararından sonra Türkiye, Bank Asya bağlantılı cezaları büyük ölçüde kaldırmış, ByLock dosyalarında ise tanık beyanlarını zorunlu kılmıştı. Ancak Kadıoğlu, bu uygulamanın hukuka dönüş iradesinden çok, AİHM’e dosya yığılmasını önleme çabası olduğunu savundu. Şaban Yasak davası, bu kısmi uygulamanın yetersizliğini ve hükümetin ikinci daire kararını kötüye kullandığını ortaya koyuyor. Kadıoğlu, “Yalçınkaya kararı gereği gibi uygulansaydı, bu dava gündeme gelmezdi” dedi.

Cemaat Faaliyeti Terör Suçu Sayılabilir mi?

Davada ilk kez, cemaat faaliyetlerinin terör suçu olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği tartışıldı. Hükümet, Şaban Yasak’a isnat edilen fiillerin (örneğin, öğrenci evlerinden sorumlu olma) örgüt üyeliğini kanıtladığını savundu. Ancak AİHM yargıçları, bu faaliyetlerin illegal olmadığını ve suç unsuru oluşturmadığını sorguladı. Kadıoğlu, “150.000 kişi ceza aldı, ama hiçbiri darbe yapacağını bildiğini söylemedi. Etkin pişmanlıktan yararlananlar bile bunu iddia etmedi” diyerek, isnatların zayıflığını vurguladı.

Kararın Olası Etkileri

Şaban Yasak davasının kararı, 9-10 ay içinde açıklanacak. Kadıoğlu, ihlal kararı çıkması halinde, özellikle mahrem iddialarla suçlananlar dahil, geniş bir kesimi etkileyeceğini belirtti. Bu karar, %99’luk kesimin suçsuzluğunu tescillemekle kalmayacak, aynı zamanda kod adı kullanımı gibi tartışmalı isnatları da sorgulatacak. Ancak aksi bir karar çıkarsa, hükümetin varsayımlara dayalı cezalandırma politikası güçlenebilir.

Engin Avcı, kararın Türkiye’de korku iklimini azaltabileceğini ve hukuka dönüşün ülkeye kazandıracağını ifade etti. Kadıoğlu ise, “Hamurabi kanunlarının biraz nitelikli hali uygulansa bize yeter” diyerek, temel hukuk ilkelerine dönüş çağrısı yaptı.

Sonuç: Hukuk mu, Keyfilik mi?

Şaban Yasak davası, Türkiye’nin hukuk devleti olma yolunda önemli bir sınavı. AİHM’in vereceği karar, sadece bireysel hak ihlallerini değil, aynı zamanda devlet aklının suçlu ile suçsuzu ayırma kapasitesini de test edecek. Kadıoğlu ve Avcı, devletin iyi niyetle hareket etmesi halinde, bu tür davaların azalacağını ve toplumsal barışın sağlanabileceğini vurguladı.

Türkiye, AİHM’in bu tarihi kararını beklerken, hukukçular ve mağdurlar umutlu: Hukukun üstünlüğü galip gelecek mi?


Liberal TR Haber’i Destekle

Bağımsız gazeteciliği desteklemek için Patreon sayfamıza katılabilirsiniz:

Patreon’da Destek Ol
Leave a Comment
Comments - 0 Comment

No comments yet.

WhatsApp