Sırrı Er’den Topluma Reçete: “Ahlâk, Adalet ve Ekonomi Birbirine Bağlıdır!”

Sırrı Er’den Topluma Reçete: “Ahlâk, Adalet ve Ekonomi Birbirine Bağlıdır!”
Ahlâk olmadan adalet, adalet olmadan ekonomi olmaz!

Toplumsal çöküşün temellerini sorgulayan çarpıcı bir mesaj geldi: Eski TRT spikeri ve Uluslararası Basın Kartı (IPC) sahibi Sırrı Er, ahlâk, adalet ve ekonomi arasındaki derin bağa dikkat çekerek toplumun yaşadığı çürümenin nedenlerine ışık tuttu. “Ahlâkî çöküş yolsuzluğu, yolsuzluk adaletsizliği, adaletsizlik ise ekonomik gerilemeyi doğurur” diyerek güçlü bir uyarıda bulunan Er, bu üç temel değer arasındaki dengenin bozulmasının, bir milletin kaderini değiştirebileceğini vurguladı.

“Ahlâk, adaletin temeli; adalet, ekonominin sigortasıdır” diyen Er’e göre, bireylerin ve kurumların ahlâkî değerlere sıkı sıkıya bağlı kalması, sadece hukuki düzeni değil, ekonomik istikrarı da garanti altına alır. Friedrich Nietzsche’nin “Dupduru bakan ve dürüst konuşan her şeyi seviyorum” sözüyle mesajını pekiştiren Er, “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” anlayışının ise toplumları felakete sürüklediğini ifade etti.

Peki ya sizce bu reçete uygulanmazsa, toplum nereye sürüklenir?

Sırrı Er’den Topluma Net Mesaj: “Ahlâk, Adalet ve Ekonomi Ayrı Düşünülmemeli!” “Ahlâk olmadan adalet, adalet olmadan ekonomi olmaz!”

Reçete!!!
Ahlâk, adalet ve ekonomi arasındaki ilişki bir döngü gibidir!

Ahlâk, adaletin temelini oluşturur; adalet, ekonominin sürdürülebilirliğini sağlar; güçlü bir ekonomi ise ahlâkî ve adil bir toplumun refâhını artırır.

Bu döngüde herhangi bir halkanın zayıflaması, diğerlerini de olumsuz etkiler!

Ahlâki çöküş yolsuzluğa, yolsuzluk adaletsizliğe, adaletsizlik ise ekonomik gerilemeye yol açar.

Tarih, bu gerçeği defalarca kanıtlamıştır!

Ahlâkî, adil bir zeminde yükselen toplumlar, ekonomik olarak da güçlenirken; ahlâktan, adaletten yoksun toplumlar, ne kadar zengin olurlarsa olsunlar, sonunda çökmeye mahkûmdurlar!

Ahlâk olmadan adalet, sadece bir güç gösterisi olur; adalet olmadan ekonomi, eşitsizlik ve istikrarsızlık üretir!

Bu nedenle, bireyler ve kurumlar ahlâkî değerlere bağlı kalmalı, adil bir sistemi savunmalı ve ekonomik faaliyetleri de bu ilkeler doğrultusunda oluşturmalıdır!

“Dupduru bakan ve dürüst konuşan her şeyi seviyorum.” 
Friedrich Nietzsche

Ancak bu şekilde, bireyin ve toplumun refahı, huzuru sürdürülebilir!

Çürümüş ve kokuşmuş toplumlara ait bu düşüncenin sonu hüsrandır;“Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın“

#Recete