İstanbul’un son depremi, sadece can kayıplarını değil, aynı zamanda kentleşme yapılarını da gündeme getirdi. Özellikle Ataköy ve Şirinevler arasındaki farklı şehirleşme yapıları, uydu görüntüleriyle de net bir şekilde ortaya çıktı. Ataköy’ün düzenli ve planlı yapısı ile Şirinevler’in yoğun ve çarpık kentleşmesi, İstanbul’daki belediyecilik anlayışlarının ne denli farklı olduğunu gözler önüne seriyor.
Ataköy, İstanbul’daki planlı şehirleşmenin en iyi örneklerinden birini teşkil ediyor. 1980’lerin sonunda başlayan ve zamanla gelişen bu bölge, Emlak Bankası’nın öncülüğünde hayata geçirildi. Bugün, yeşil alanları, geniş caddeleri ve sosyal donatılarla sakinlerine modern bir yaşam sunuyor. Ulaşım altyapısının güçlendirilmesi, düzenli yerleşim alanları ve sosyal imkanlar, Ataköy’ün avantajları arasında yer alıyor. Deprem sonrası yapılan değerlendirmeler, Ataköy’ün yapısal dayanıklılığının da öne çıktığını gösteriyor. Planlı yapılaşma, burada yaşayanların güvenliğini artırıyor ve yaşam kalitesini yükseltiyor.
Şirinevler, İstanbul’un geçmişten bugüne yaşadığı plansız kentleşmenin izlerini taşıyor. 1960’lı yıllarda hızla gelişen bölge, yoğun göç alarak çarpık yapılaşmanın hakim olduğu bir mahalle haline geldi. Dar sokaklar, düzensiz yapılar ve yetersiz altyapı, burada yaşayanların en büyük sorunları arasında. Özellikle depremler, bu tür bölgelerde büyük riskler yaratıyor. Şirinevler’in imar yapısı, çok katlı ve birbirine sıkışmış binalardan oluşuyor. Bu da, depreme karşı dayanıklılığı zayıflatıyor ve can güvenliğini tehlikeye atıyor.
Ataköy ve Şirinevler arasındaki fark sadece fiziksel yapılarla sınırlı değil. Bu iki bölgedeki şehirleşme farklılıkları, AKP ve CHP’nin belediyecilik anlayışlarını da gözler önüne seriyor.
CHP’nin Şehirleşme Yaklaşımı: Ataköy, CHP yönetimindeki Bakırköy Belediyesi’nin uzun yıllar süren planlı ve sürdürülebilir şehirleşme politikalarının bir sonucu olarak dikkat çekiyor. CHP, yeşil alanların korunması, düzgün altyapı çalışmaları ve deprem güvenliği gibi unsurları ön planda tutarak, kent sakinlerine daha kaliteli bir yaşam alanı sunmayı hedeflemiştir.
AKP’nin Şehirleşme Politikaları: Öte yandan, AKP yönetimindeki Bahçelievler Belediyesi, özellikle 1990’lı yıllarda hızla büyüyen Şirinevler gibi mahallelerde plansız yapılaşmayı teşvik etti. Bu dönemde, şehirleşme hızla artarken, altyapı yatırımları ve imar planlaması geri planda kaldı. Bu durum, Şirinevler’deki çarpık kentleşme sorunlarını derinleştirerek, İstanbul’un deprem riskiyle yüzleşmesine zemin hazırladı.
Şirinevler’deki yapılaşma sorununun çözülmesi için kentsel dönüşüm projelerine hız verilmeye başlandı. Belediye, bu bölgedeki riskli alanları yenilemeyi ve modern yapılaşmayı teşvik etmeyi amaçlıyor. Ancak, kentsel dönüşümün başarıya ulaşabilmesi için belediyeler arasındaki işbirliği, kaynak sağlama ve halkın bilinçlendirilmesi kritik önem taşıyor.
İstanbul, hızla büyüyen ve dönüştürülen bir şehir olarak, şehirleşme politikalarının geleceğini belirleyecek. Ataköy ve Şirinevler arasındaki fark, sadece geçmişte yapılan tercihlerle ilgili değil; aynı zamanda belediyelerin günümüzdeki yaklaşımının da bir yansıması. Kentin farklı bölgelerinde sürdürülebilir ve planlı şehirleşme projelerinin ön planda tutulması, İstanbul’un geleceği için hayati öneme sahip olacak. Deprem ve diğer doğal afetlere karşı dirençli bir İstanbul inşa etmek, ancak düzgün ve yerinde planlamalarla mümkün olacaktır.
İstanbul’daki bu yapısal farklar, tüm Türkiye için bir uyarı niteliği taşıyor. Her belediye, kentleşme süreçlerinde insan odaklı bir yaklaşımı benimseyerek, güvenli ve yaşanabilir şehirler inşa etmek zorunda.
Bağımsız gazeteciliği desteklemek için Patreon sayfamıza katılabilirsiniz:
Patreon’da Destek Ol