Son 10 yıl içinde Türkiye’nin siyasi gündeminde en karmaşık ve tartışmalı kavramlardan biri şüphesiz “FETÖ” olmuştur. FETÖ denildiğinde neyin kast edildiği konusunda toplumda büyük bir belirsizlik bulunuyor. Hangi kişi veya grupların bu tanıma girdiği ise neredeyse bir muamma haline gelmiş durumda.
FETÖ Tanımının Belirsizliği ve Cemaatin Mesajı
Hukukçu Emre Turgut’un gözlemlerine göre, FETÖ kavramı son yıllarda giderek daha belirgin bir hal almaya başladı. Cemaat, yıllardır “Aramızda suça karışanlar varsa yargılansın” mesajını verirken, Fethullah Gülen de benzer açıklamalarda bulunmuştu. Ancak Turgut’a göre, Cemaatin “Biz hiç suça karışmadık” tezinin artık geçerliliği kalmadı. Bu mesajın hala bazıları tarafından kabul edilmesi, onların saflığı ya da kullanışlı aptallıkları olarak değerlendirilebilir. Gerçekten de FETÖ’nün yapısı ve içinde barındırdığı karmaşıklık, kısa süreli hedeflere ulaşmak için kullanılan bir araç olmaktan öteye gitmiş ve artık çok daha geniş bir kitleyi etkilemiş durumda.
Muhalefetin ve İktidarın FETÖ Söylemleri
FETÖ tanımındaki belirsizlik, siyasi kutuplaşmanın bir yansıması olarak muhalefet ve iktidar arasındaki söylemlerde kendini gösteriyor. Muhalefet, iktidara yönelik olarak, “Siz FETÖ ile ortaktınız, yüz binlerce insan sizin teşvikinizle bu cemaate katıldı” diyor. Ancak bu söylem, yalnızca Cemaat içindeki bir klik ve bu klikle bağlantılı olanları kapsıyor. Diğer taraftan, iktidar bloğu için FETÖ kavramı genellikle bir araç olarak kullanılıyor. Geniş bir şekilde tanımlanan FETÖ, gelecekte daha dar bir çerçevede tanımlanabilir. Turgut’a göre, iktidar partisi, Cemaatin tabanını kapsayan bir cezalandırmadan memnun olmayacaktır.
FETÖ Kavramının Hukuk Yoluyla Yaygınlaşması ve Gelecekteki Olasılıklar
FETÖ ile mücadele, mahkemeler ve hukuk aracılığıyla yürütülen bir süreç haline gelmiş durumda. Belirlenen objektif kriterlerin ayrım gözetmeden uygulanması gerektiği vurgulanıyor. Ancak bu süreçte, Cemaatin içindeki illegal işlerle ilişkili olan bir grubun kesin olarak kabul edilmesi ve diğerlerinin bu durumdan ayrılması önemli bir adım olabilir. Hukukçu Emre Turgut’a göre, bu sürecin sonunda, tüm taraflar FETÖ tanımı üzerinde anlaşacak ve Cemaat, içindeki bir grubun illegal faaliyetlerini kabul edecektir. Türkiye’deki rejim ise, “Bizim derdimiz zaten bu dar grupla idi, bu durumu kabul etmeyince sorun uzadı” diyerek durumu açıklığa kavuşturacaktır. Muhalefet ise orta yolu bulmaya katkı sağladığı için rahatlayacaktır.
FETÖ’nün Türkiye’nin Siyasi Hafızasından Silinmesi
Sonuç olarak, FETÖ kavramının Türkiye’nin siyasi hafızasından silinmesinin tek yolu, Cemaatin içindeki illegal yapılanmaların kabul edilmesi ve toplumun bu yeni tanımı ortak bir zemin üzerinde kabul etmesidir. Bu süreç, tüm tarafların birlikte hareket etmesiyle mümkün olacaktır. FETÖ’nün siyasi söylemdeki yerini ve etkisini yeniden şekillendirecek bu gelişmeler, Türkiye’nin siyasi iklimini önemli ölçüde etkileyecektir.
FETÖ’nün tanımındaki belirsizliklerin sona ermesi ve net bir yol haritasının çizilmesi, Türkiye’nin hukuk sisteminde önemli bir adım olarak tarihe geçecektir.
Bağımsız gazeteciliği desteklemek için Patreon sayfamıza katılabilirsiniz:
Patreon’da Destek Ol