TÜVTÜRK, Türkiye’nin araç muayene işlemlerini tekeline alan bir kuruluş olarak biliniyor. Ancak, asıl tartışma konusu, bu muayene tekeline sahip olan kuruluşun aslında çoğunluk hissesinin yabancı bir konsorsiyuma ait olması. %75’lik hissenin İngiliz ve Alman ortaklığına devredilmesi, milli servetin yabancılara kolayca sunulması anlamına geliyor.
Bu satışın yapıldığı koşullar da oldukça dikkat çekici. Türkiye’de muayene olan yaklaşık 50 milyon araç bulunuyor. Ortalama araç başına 1800 TL ödendiği düşünülürse 90 Milyar TL yapar. Devlet için ciddi bir gelir kaynağı potansiyeline sahip. Ancak, bu potansiyel gelirin yabancılara aktarılması, adeta milli servetin bedava dağıtılması anlamına geliyor. Bu durum, ülke ekonomisi için önemli bir kaynak olan muayene işlemlerinin yabancı şirketlere transferini beraberinde getiriyor.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu konuda ses çıkarmaması, milli servetin yabancılara satışının göz ardı edilmesi anlamına geliyor. Oysa ki, bir ülkenin milli servetinin yabancılara satılması, ulusal çıkarlara zarar veren bir durum olarak görülmeli ve gerekli tepkiler verilmelidir.
Türkiye’nin milli servetinin yabancılara satılması, milli değerlerin göz ardı edilmesine ve ekonomik bağımsızlığın zedelenmesine yol açıyor. Bu durum, sadece TÜVTÜRK örneğinde değil, genel olarak ülkenin ekonomik ve politik alanlarında yaşanan bir sorun olarak dikkate alınmalı ve ulusal çıkarları korumak için gerekli adımlar atılmalıdır.
Kaynak: Liberal Parti