Dünyaca ünlü ekonomist Daron Acemoğlu, Türkiye’nin önünde kritik bir yol ayrımı olduğunu vurguladı. Acemoğlu’na göre Türkiye, Avrupa bloğuna katılarak demokrasi ve ekonomik kalkınmada yeni bir döneme girebilir ya da ABD-Rusya-Çin eksenine yönelerek belirsizlik içinde kalabilir.
Acemoğlu, Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezası ve Türkiye’deki demokrasi krizine dikkat çekerek, bu sürecin Gezi Parkı’ndan bu yana en geniş çaplı protestoları tetiklediğini belirtti. Bu gelişmelerin, ülkenin geleceği açısından kritik bir dönemeç olduğunu ifade etti.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, küresel düzeni yeniden şekillendirme çabalarının Türkiye için yeni bir fırsat penceresi yaratabileceğini belirten Acemoğlu, ABD’nin NATO’daki rolünün azalmasıyla Avrupa’nın kendi savunmasını güçlendirmek isteyeceğini ve bu süreçte Türkiye’nin kilit bir partner olabileceğini vurguladı.
Türkiye’nin, NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip olması, Avrupa için stratejik bir avantaj sağlayabilir. Avrupa ülkelerinin savunma stratejileri kapsamında Türkiye’yi önemli bir ortak olarak görmesi, Türkiye’nin Avrupa Savunma Paktı’na katılımını mümkün kılabilir.
Ayrıca, Avrupa’nın hızla yaşlanan nüfusu nedeniyle Türk göçüne olan bakış açısının değişebileceğini belirten Acemoğlu, Türkiye’nin Avrupa ile entegrasyon sürecinin, ülke ekonomisine büyük katkı sağlayabileceğini ifade etti.
Avrupa Birliği ve Avrupa Savunma Paktı’na katılımın, Türkiye’nin ekonomik potansiyelini artıracağını belirten Acemoğlu, Avrupa pazarlarına açılmanın, yabancı sermaye akışının artmasının ve Avrupa teknolojisiyle ortak projeler geliştirmenin Türkiye’nin verimlilik artışını hızlandıracağını dile getirdi.
Acemoğlu’na göre bu fırsatların gerçekleşmesi için Türkiye’nin demokrasiye olan bağlılığını göstermesi gerekiyor. Türkiye’nin demokratik kurumlarını güçlendirmesi, ifade özgürlüğünü koruması ve sivil toplum faaliyetlerine alan açması gerekiyor.
Ayrıca, Türkiye’de genç neslin siyasete daha fazla ilgi duyması ve toplumun Avrupa’yı bir ortak olarak görmesi gerektiğini belirten Acemoğlu, hükümetin protestoları bir tehdit olarak görmek yerine, demokratik bir toplumun doğal bir parçası olarak kabul etmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye’nin Avrupa yolunu seçip seçmeyeceği konusunda kesin bir sonuca varmanın zor olduğunu söyleyen Acemoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmişte stratejik değişiklikler yapabildiğini ancak bu kez gerekli reformların çok daha radikal olacağını belirtti.
Eğer Erdoğan bu değişimi başlatmazsa, Türk siyasetinin daha çatışmacı ve belirsiz bir döneme girebileceğini vurgulayan Acemoğlu, bu süreçte kimin liderlik edeceğinin ve gerekli reformları hayata geçirip geçiremeyeceğinin belirsiz olduğunu söyledi.
Türkiye’nin Avrupa ile entegrasyon sürecine girip girmeyeceği, ülkenin ekonomik ve siyasi geleceği açısından belirleyici olacak. Avrupa ile yakınlaşma büyük fırsatlar sunsa da, bunun gerçekleşmesi için Türkiye’nin demokrasiye yönelik güçlü adımlar atması gerekecek.
Türkiye’nin bu tarihi fırsatı değerlendirmesi, liderlerin atacağı cesur adımlara bağlı olacak.
Bağımsız gazeteciliği desteklemek için Patreon sayfamıza katılabilirsiniz:
Patreon’da Destek Ol