Dünyanın dört bir yanında zulme uğrayan masumlara yönelik adalet çağrısı yapanların, kendi topraklarında aynı zulmü uygulayarak nasıl haklılıkla seslenebiliyor.
Kadın, çocuk ve yaşlı demeden zulme uğratan, açlık, yokluk ve soykırımla milyonlarca insanı acıya maruz bırakanlar, başka diyarlarda masumlar için adalet istemekle ne kadar samimidir?
Bu soru adaletin önce evde, yani kendi topraklarında tesis edilmesi gerektiğini vurguluyor.
“Adama demezler mi, önce kendini düzelt”
İnsanlık onurunun, sadece diğer insanlara karşı değil, aynı zamanda kendi halkına karşı da duyulması gerektiğine işaret ediyor. Bir halkın, kendi masumlarına acımasızca davranırken, başka coğrafyalardaki acılara duyarlılık gösteriyor olması, samimiyetsizliğin en açık örneğidir.
Edep, insana ait bir değer olmalıdır. Zulme uğrayan herkes için adalet talep edenler, önce kendilerine bakmalı, gerçek adaletin temellerini kendi ülkelerinde atmalıdır.
Artık Yeter!
Bu zulmü sonlandırmak için Allah’ın gazabını mı bekliyorsunuz?

Bağımsız gazeteciliği desteklemek için Patreon sayfamıza katılabilirsiniz:
Patreon’da Destek Ol