Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Müslümanlar Karar Alma Süreçlerinde Hak Ettikleri Şekilde Temsil Edilmelidir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan Müslümanların karar alma süreçlerinde hak ettikleri şekilde temsil edilmesi gerektiğini vurguladı. BM Güvenlik Konseyi’nde veto yetkisine sahip bir İslam ülkesinin bulunmasının zorunluluk olduğunu belirten Erdoğan, “İlk kıblemiz Mescid-i Aksa kırmızı çizgimizdir” diyerek, İsrail’in Gazze’deki ateşkesi ihlal etmesine ve Batı Şeria ilhakına karşı sert tepki gösterdi. Ayrıca, Türkiye’nin Avrupa güvenliği için vazgeçilmez olduğunu ve Türkiye’siz bir Avrupa’nın küresel aktör olarak varlık sürdüremeyeceğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı açıklamalarla dünya genelindeki önemli sorunlara dikkat çekti. Özellikle Müslümanların dünya karar alma süreçlerindeki temsil eksikliğine değinen Erdoğan, bu sorunun artık çözülmesi gerektiğini vurguladı.

“Müslümanların Karar Alma Süreçlerinde Temsil Edilmesi Zorunludur”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan Müslümanların, karar alma süreçlerinde hak ettikleri şekilde temsil edilmesi gerektiğini ifade etti. Erdoğan, “BM Güvenlik Konseyi’nde veto yetkisine sahip bir İslam ülkesinin bulunması, ihtiyaçtan öte zorunluluktur” diyerek, bu konuda adım atılmasının elzem olduğunu belirtti.

Mescid-i Aksa: Kırmızı Çizgimiz

Erdoğan, Orta Doğu’daki gelişmelerle ilgili olarak da önemli mesajlar verdi. “İlk kıblemiz Mescid-i Aksa kırmızı çizgimizdir,” diyen Erdoğan, İsrail’in Gazze’deki ateşkesi ihlal ederek şımarık bir tavır sergilediğine dikkat çekti. Ayrıca, Batı Şeria’yı ilhak etme çağrılarına ve Mescid-i Aksa’ya yönelik kışkırtmalara karşı uyarıda bulundu. Erdoğan, “İsrailli yetkililer ateşle oynamaktadır,” dedi.

“Türkiye’siz Avrupa Güvenliği Düşünülemez”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa’daki rolüne de değinerek, “Türkiye’siz bir Avrupa güvenliği düşünülemez,” ifadelerini kullandı. Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa’da hak ettiği şekilde yer almadığı bir Avrupa’nın küresel aktör olarak varlığını sürdürebilmesinin giderek imkansız hale geldiğini belirtti.

Erdoğan’ın açıklamaları, dünya genelindeki önemli siyasi ve diplomatik meselelerde Türkiye’nin güçlü duruşunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu açıklamalar, sadece Orta Doğu’yu değil, Avrupa ve dünya güvenliğini de doğrudan etkileyen gelişmeleri içeriyor.