28 Şubat Post Modern Darbesi’nin 28. Yıldönümünde Türkiye’deki Etkileri
Bugün, Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli bir yer tutan 28 Şubat postmodern darbesinin 28. yıldönümü. 1997’deki MGK kararları ve askeri baskılarla hükümetin istifaya zorlanması, Türk demokrasisi üzerinde kalıcı izler bırakmıştır. Bu süreç, başörtüsü yasağı, medya baskıları ve sivil toplum üzerinde uygulanan sansür gibi uygulamalarla toplumda derin yaralar açmıştır. 28 Şubat’ın ardından Türkiye, özgürlükler, hukukun üstünlüğü ve demokrasiye olan bağlılık noktasında önemli dersler çıkarmıştır. Bugün, 28 Şubat’ın hatırlanması, geçmişteki hatalardan ders çıkarılarak, demokrasinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Bugün, Türkiye’nin siyasi tarihinde derin izler bırakan 28 Şubat postmodern darbesinin 28. yıldönümü. 1997 yılında, dönemin Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan’ın başkanlığındaki koalisyon hükümetinin, MGK kararları ve askeri baskılarla istifaya zorlandığı o dönemdeki olaylar, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde önemli bir kırılma noktası olmuştur.
28 Şubat 1997‘deki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında alınan kararlarla, özellikle laiklik ve irtica konularında yaşanan gerilim, Türkiye’nin siyasi atmosferini değiştirmiştir. Başörtüsü yasağı, tarikatların faaliyetlerinin denetlenmesi, ve medyanın baskı altına alınması gibi radikal önlemler, toplumun her kesimini etkilemiştir.
Birçok siyasi analist ve tarihçi, 28 Şubat’ı “postmodern darbe” olarak nitelendiriyor. Çünkü bu darbe, silahlı kuvvetlerin doğrudan iktidarı ele geçirmesi yerine, toplum mühendisliği yöntemleriyle, medya ve sivil toplum üzerindeki baskılarla, hükümetin istifasına yol açmıştır. Sincan’da tankların yürütülmesi ise, darbe söylentilerini pekiştiren en önemli simgesel olaylardan biri olmuştur.
28 Şubat, sadece siyasetçileri değil, öğrencileri, akademisyenleri, medya çalışanlarını ve sivil toplum kuruluşlarını da derinden etkilemiştir. Başörtüsü yasağı üniversitelerdeki eğitim hayatını zorlarken, çok sayıda kadın eğitim hakkından mahrum bırakılmıştır. Ayrıca, medya üzerinde uygulanan sansür ve baskılar, özgürlüklerin kısıtlanmasına yol açmıştır.
Bugün, 28 Şubat’ın 28. yıldönümünde, Türkiye’nin demokrasiye olan bağlılığı bir kez daha hatırlanıyor. Milli irade, özgürlükler ve hukukun üstünlüğü gibi temel değerlere sahip çıkmanın önemini vurgulayan bu dönüm noktası, halkın özgür iradesine yapılan müdahalenin unutulmaması gerektiğini gösteriyor.
28 Şubat, Türkiye için sadece geçmişin bir parçası değil, aynı zamanda bugün ve gelecekte de önemli dersler çıkarılabilecek bir süreçtir. Demokrasiye yönelik tehditler, özgürlüklerin kısıtlanması ve siyasi manipülasyonlar karşısında uyanık olmak, Türkiye’nin daha özgür ve demokratik bir geleceğe ulaşması için kritik bir adımdır.
28 Şubat’ın 28. yılı, bu sürecin hatırlanması ve dersler çıkarılması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bağımsız gazeteciliği desteklemek için Patreon sayfamıza katılabilirsiniz:
Patreon’da Destek Ol