Erdoğan Seçime Gider mi? İktidarın Hesabı Ne?
Türkiye’de siyaset sahnesi yine seçim tartışmalarıyla çalkalanıyor. 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nin üzerinden henüz iki yıl geçmişken, muhalefetin erken seçim çağrıları artıyor. Ancak asıl soru şu: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gerçekten seçime gider mi?
Seçim isteyenlerin en büyük gerekçesi ekonomi. Ancak şu gerçeği kabul etmek gerekiyor: Türkiye ekonomisi yalnızca bugün değil, 2023 seçimleri öncesinde de sıkıntılıydı. Yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, düşen alım gücü gibi temel sorunlar iki yıl önce de vardı. O zaman seçim çözüm olmadıysa, şimdi neden olsun?
Bir seçim kararının alınması halinde Türkiye ekonomisinin aniden düzelmesi beklenebilir mi? Hayır. Hatta seçim sürecinin belirsizlikleri, sermaye kaçışı ve döviz kuru dalgalanmaları gibi riskleri de beraberinde getirebilir. Bu nedenle, ekonomik toparlanmanın sihirli formülü sandık değil, sürdürülebilir politikalar olacaktır.
Bu soruların yanıtı, iktidarın değişmesiyle değil, uygulanacak reformlarla şekillenecek. Seçim bir dönüm noktası olabilir ama tek başına yeterli bir çözüm değildir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünde 2028’e kadar üç yılı daha var. Seçim kaybetme riski varken, neden sandığa gitsin? Bu noktada şark kurnazlığına gerek yok. Erdoğan, iktidar süresini mümkün olduğunca uzun tutmak için hamleler yapıyor. Eğer bir değişiklik olacaksa, bunu kendi kontrolünde yapmak isteyecektir.
Seçim mi, Stratejik Hamle mi?
Olası bir seçim, Erdoğan için ikna edici bir senaryoya bağlıdır. Bu, ya kendi istediği bir halef bırakmak ya da sistemde yeni düzenlemeler yaparak iktidarı garanti altına almak olabilir. Ancak mevcut koşullarda, Erdoğan’ın seçim yoluna gireceğini düşünmek gerçekçi bir senaryo değil.
Türkiye’de seçim beklentileri giderek artarken, iktidarın seçim kararı alması için herhangi bir somut gerekçe bulunmuyor. Ekonomi kötü, evet. Ama iki yıl önce de kötüydü. O halde değişen ne? İktidarın seçime gitmesini bekleyenler, bu soruya net bir yanıt vermek zorunda.
Seçim her şeyin çözümü mü? Yoksa büyük bir yanılsama mı?