Prof. Dr. Celal Şengör: Ege’deki Yanardağ Patlarsa Hepimize Allah’a İsmarladık

Ege Denizi’nde 28 Ocak’tan bu yana 600’e yakın deprem kaydedildi, en büyüğü 4.9 büyüklüğünde oldu. Depremler, Santorini Adası’nın kuzeydoğusunda yoğunlaşırken, derinlikleri 5 ile 25 kilometre arasında değişiyor. Prof. Dr. Celal Şengör, bölgedeki aktif yanardağların patlama riski taşıdığına dikkat çekerek, bu tür bir olayın tüm bölgeyi etkileyebileceğini belirtti. Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hasan Sözbilir ise, depremlerin magmatik kaynaklı olduğunu ve yeni bir volkanik aktiviteyi işaret ettiğini ifade etti. Türkiye’nin bu depremlerden etkilenme riski düşük olsa da, deniz altındaki fayların büyük bir deprem üretmesi durumunda Kuşadası, Bodrum ve Datça kıyılarında tsunami riski oluşturabileceği vurgulandı.

Ege Denizi’nde 28 Ocak’tan itibaren 600’e yakın deprem kaydedildi. Bu sarsıntıların çoğu 1-2 büyüklüğünde olup, 4-5 büyüklüğünde 33 deprem meydana geldi. En büyük deprem ise 4,9 büyüklüğünde gerçekleşti. Depremler, Santorini Adası’nın yaklaşık 25 kilometre kuzeydoğusunda yoğunlaştı ve derinlikleri 5 ila 25 kilometre arasında değişti.

Jeoloji profesörü Celal Şengör, bölgedeki yanardağların aktif olduğunu belirterek, “Yanardağ patlarsa hepimize Allah’a ısmarladık” şeklinde uyarılarda bulundu.

Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir ise, depremlerin magmatik kaynaklı olduğunu ve yeni bir volkanik aktivite başlangıcını gösterdiğini ifade etti. Türkiye’nin bu depremlerden etkilenme derecesinin düşük olduğunu belirten Sözbilir, ancak deniz altı faylarının 7 büyüklüğünde bir deprem üretmesi durumunda Kuşadası, Bodrum ve Datça kıyılarının tsunami tehlikesi açısından modellenmesi gerektiğini vurguladı.

Ege Denizi’ndeki bu sismik aktivite, bölgedeki yanardağların ve deniz altı fayların tetiklenmesiyle ilgili endişeleri artırmaktadır.

Uzmanlar, olası bir volkanik patlamanın veya büyük bir depremin etkilerini azaltmak için hazırlıklı olunması gerektiğini belirtmektedir.